Bosna Hersek’te bir ‘Osmanlı arkeoloğu’

Çocukken oyunla başlayan arkeoloji hayalini bugün Bosna Hersek’te toprak altına itilmiş çok sayıda büyük tarihi eserin keşfini yaparak gerçekleştiren Muftarevic, yer altında saklı Osmanlı mirasının izini sürüyor.

Çocukken oyunla başlayan arkeoloji hayalini bugün Bosna Hersek‘te toprak altına itilmiş büyük tarihi eserlerin keşfini yaparak gerçekleştiren Adnan Muftarevic, adeta bir dedektif gibi yerin altındaki Osmanlı mirasının izini sürüyor.

Çocuk yaşta, bugün Sırbistan sınırları içinde kalan memleketi Sjenica‘daki evlerinin bahçesinde oyun oynarken dedesi Abdülaziz’in toprak altındaki kılıç sapını bulan Muftarevic, bu keşfin ardından arkeolojiye ilgi duymaya başladı.

Uzun yıllar kurduğu arkeolog olma hayalini gerçeğe dönüştürmek için Akdeniz Üniversitesi Arkeoloji Bölümü’ne kaydolan Muftarevic, eğitiminin ardından Bosna Hersek’e gelerek Saraybosna Müzesi bünyesinde “Osmanlı Arkeolojisi” çalışmaları başlattı.

Osmanlı zamanında Anadolu’dan Balkanlar’a göç etmiş “Muhtarpaşazade” ailesinden olan Adnan Muftarevic, bu tarihten sonra kendini ata yadigarı tarihin kaybolan izlerini bulmaya adadı.

Balkanlar’ın ilk “Osmanlı arkeologlarından” biri

Balkanlar’ın ilk “Osmanlı arkeologlarından” Muftarevic, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu, eski Yugoslavya ve Bosna Savaşı zamanında yıkılan çok sayıda cami, medrese, mezarlık ve hanı gerçekleştirdiği kazılarla gün yüzüne çıkardı.

Saraybosna’da, Kalın Hacı Ali Camisi ile avlusundaki mektep ve mezarlık, Bakır Baba Camisi ve bahçesindeki mezarlık, Firuz Bey Hamamı, Çifte Hamam, Beyaz Tabya, Sarı Tabya, Bosna Hersek’teki ilk posta merkezi ve Taşlıhan’a ulaşan Muftarevic, Foça’da Bosna Hersek’in eski Müslüman mezarlığı, Kakanj’de Tekke Mezarlığı, Breza’da ise Eski Cami’yi bularak kaybolmuş Osmanlı tarihine ışık tuttu.

Halen Saraybosna’nın Kovaci Mahallesi’ndeki Müslüman mezarlığında arkeolojik çalışmalarını sürdüren Muftarevic, AA muhabirine yaptığı açıklamada, arkeolojiyi büyük bir sevgiyle yaptığını belirterek, çocukluktan başlayan bu sevgiyi hala içinde taşıdığını söyledi.

Klasik arkeoloji üzerine eğitim alsa da Bosna Hersek’e gelerek burada Osmanlı arkeolojisini başlattıklarını anlatan Muftarevic, Bosna Hersek’te ilk buldukları Osmanlı yapısının Tuzla şehrindeki bir tuz kuyusu olduğunu ifade etti.

“Bu eserler bizim tapumuz ve kimliğimizdir”

Muftarevic, Osmanlı’nın Bosna Hersek’ten çekilmesinin ardından Avusturya-Macaristan İmparatorluğu dönemiyle başlayan tarihi eser yıkımının farklı yöntemlerle eski Yugoslavya’da da devam ettiğini belirterek, Bosna Savaşı’nda (1992-1995) da bu tahribatın sürdüğünü ve geçen süreçte çok sayıda tarihi eserin yerle bir edildiğini anlattı.

Mezarlıklar, camiler, tekkeler, mektepler, medreseler gibi birçok eserin yıkıldığını, üzerlerine başka binalar ve parklar yapıldığını aktaran Muftarevic, bazı yerlerde bu parklara Sırp isimleri dahi verildiğini dile getirdi.

Muftarevic, “Ben buna karşı bir his içerisindeyim. Bu konuyla ilgili bir şeyler yapmak istedim. İnşallah bulduğumuz ve yeniden yapılan eserlerimiz tarihimizi geri getirecek, hatırlatacak.” ifadelerini kullandı.

Bugüne kadar ülkedeki bütün büyük Osmanlı eserleriyle ilgili kazılar yaptıklarını belirten Muftarevic,, “Kovaci’deki Müslüman mezarlığında şu an kazdığımız yerin çalışmalarını Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla başlattık. Burada çok sayıda 15, 16 ve 17. yüzyıldan kalma mezar taşları bulduk.” dedi.

Bu çalışma alanında bir de kemankeş mezarı bulduklarını kaydeden Muftarevic, mezarın üzerinde Türk-Osmanlı yayı işlemesinin kazılı olduğunu aktardı.

Muftarevic, Bosna Hersek’te hala keşfedilmeyi bekleyen çok sayıda eser olduğuna dikkat çekerek, “Bu eserler bizim tapumuz ve kimliğimizdir.” ifadelerini kullandı.

 

AA

Read Previous

Thaçi: ABD Sırbistan ile anlaşmayı destekliyor

Read Next

Üsküp’te Uluslararası Boşnak Günü kutlandı

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *