“Türkiye’nin FETÖ’yle ilgili talepleri Balkan ülkelerinin çıkarınadır”

TİMEBALKAN Haber Sitesi kapsamında yayın hayatına giren Dosya Balkan programının 15 Temmuz Özel Bölümünde önemli açıklamlarda bulunan Kalkandelen Üniversitesi Şarkiyat Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Baki, dünyada FETÖ gibi sinsi ve devletin mühimmatlarını kullanarak saldırıda bulunan başka bir örgütün olmadığını vurgulayarak, “Türk milletinin asırlardır tarihten gelen o azmi, feraseti, vatan sevgisi, millet sevgisi ve liderine başındaki ulul emre olan saygısını birkez daha gösterdi. Kısa bir süre içinde belki de dünyada bir başka eşi benzeri olmayan bir şekilde darbeye dur dedi. Millet darbenin karşısında, tankların karşısında durarak Çankkale kurtuluş savaşının ruhuyla adeta bu darbe girişimine dur demiş ve demokrasi mücadelesi vermiştir, iman mücadelesi vermiştir” dedi.

TİMEBALKAN ÖZEL

15 Temmuz’u hain terör örgütü FETÖ tarafından orduya sızmış asker kılıklı teröristlerin gerçekleştirmek arzusunda oldukları fakat kursaklarında kalan bir girişim olarak değerlendiren Prof. Dr. Süleyman Baki, “Darbe girişimiyle planlanan gerçekten Türkiye Cumhuriyeti devletine,  Türkiye Cumhuriyeti devletinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a, Başbakan Binali Yıldırım’a, hükümetine, demokratik yollarla seçilmiş hükümetin ve bütün onun ekibine ve daha da acı olan halkın oylarıyla seçimiş olan Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne, Genelkurmaya ve nice kurumlar vesilesiyle milli iradeye saldırmaktı” ifadelerini kullandı.

Darbe girişiminin, hassasiyetleri istismar ederek yıllardır eğitim, din, kültür, ahlak, hoşgörü, tolerans gibi sloganların arkasında saklanan fakat gerçek yüzü ihanet olan, milleti kıran, milleti bölen ve demokrasi düşmanı olan bir yapının saldırısı olduğunun altını çizen Baki, “Aslında bu 15 Temmuz’un öncesinde de malumunuz bu yapının uzun yıllarıdır nerdeyse yarım asıra yakın başta terörist örgütün başındaki Pensilvanya kuklası, şarlatanı olan kişinin sürdürdüğü politika, yürüttüğü sistem aslında Türkiye’nin hiç te hayrına olmayan bir zihniyet, bir anlayış olduğunu biliyoruz. Fakat 2002’den itibaren demokratik yollarla seçilen ve Türkiye’nin önünü açan bir hükümetin ve başındaki lideri sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın kendisine, ailesine, partisine ve devletine kasteden bu yapının son birkaç yıldır, yani 15 Temmuz öncesinde bazı adımlar attığını hepimiz biliyoruz. 17-25 Aralık süreci öncesinde de girişimlerin meydana geldiğini 17-25 gece olayları gibi değişik faaliyetlerin aslında bu yapının, bu terörist örgütün niyetlerinin ne olduğunu müşaade ettik” açıklamalarında bulundu.

“Türkiye, Türk’üyle, Kürt’üyle, Arnavut’uyla, Boşnağıyla yekvücut oldu”

Türk milletinin ve Türkiye’de yalayan vatandaşların asil bir millet olduğunu belirten Prof. Dr. Süleyman Baki, “Türkiye, Türk’üyle, Kürt’üyle, Arnavut’uyla, Boşnağıyla yekvücut oldu. Al sancak altında yaşayan Türk toplumu bu yapının gayesini, amacını Türk milletine özgün bir ferasetle, bir anlayışla derhal, o gece sayın Cumhurbaşkanın da davetiyle, buyruğuyla meydanlara inerek tıpkı Çanakkale savaşında olduğu gibi, tıpkı Kurtuluş savaşında olduğu gibi, tıpkı Osmanlı tarihinde ve ümmetin tarihinde olduğu gibi, bir araya gelerek, yek vücut olarak, meydanalara inerek bu darbe girişimine bu hain kalkışmaya dur demiştir” şeklinde konuştu. Dünya tarihinde böyle bir terör örgütün olmadığını kaydeden Süleyman Baki, “Bir örgüt düşünün ki kendini gizlemiş, kendini saklamış. Örgütün en bariz özelliklerinden bir tanesi takiyedir. Yani olduğu gibi görünmemek veyahut farklı görünebilmek. Sinsi, başka amaçları olan, başka gayeleri olan, demokratik yollarla seçilmiş bir siyasi parti oluşumunda değil onların üzerine çökerek devletin derin katlarına ve kılcal damarlarına inerek adeta devlet içinde bir yapılanma yani paralel oluşturduklarını görüyoruz” yorumunda bulundu.

Son yarım asırdır terör örgütleriyle Türkiye Cumhuriyeti’nin uğraştığı kadar uğraşan başka bir devletin olmadığını vurgulayan Prof. Dr. Süleyman Baki, “PKK terör örgütüyle uğraşıyor, DHKP-C terör örgütüyle uğraşıyor, radikal İŞİD ile uğraşıyor. Birkaç koldan terör faaliyetlerinin olduğunu gördüğümüz bir dönemde FETÖ terör örgütü bunu da istismar ederek farklı bir şekille, farklı bir metodla askeri ve siyasi ve polisin emniyetin içinde de kümelenerek darbe girişiminde bulunduğunu görüyoruz. Fakat üzücü ve korkutucu olan bir örgüt düşünün ki devletin parasıyla, milletin parasıyla vergisiyle görev yapıyor, devletin makamlarına üst seviyelerine geliyor ve devletin bütçesinden halkın parasıyla satın alınan silahlarla, tanklarla, helikopterlerle mensubu olduğu milleti ve hiçbirinin elinde silah olmamasına rağmen onları öldürmeye, onları katletmeye ve onları yok etmeye cürret etmeye çalışan bir yapıdan bahsediyoruz. Tarihte bunun başka benzerinin olduğunu zannetmiyorum” ifadelerini kullandı.

“Vatan ve millet sevgisi ki bu imandan gelen bir husustur”

Darbecilerin o gece unuttukları bir şey olduğunu ve bunun Türk milletinin asırlardır tarihten gelen o azmi, feraseti, vatan sevgisi, millet sevgisi ve liderine başındaki ulul emre olan saygısı olduğunu kaydeden Prof. Dr. Süleyman Baki, “Millet darbenin karşısında, tankların karşısında durarak Çankkale kurtuluş savaşının ruhuyla adeta bu darbe girişimine dur demiştir. Millet darbenin karşısında, tankların karşısında durarak Çankkale kurtuluş savaşının ruhuyla adeta bu darbe girişimine dur demiş ve demokrasi mücadelesi vermiştir. Burada demokrasiye olan bağlılıklarını, hükümete olan bağlılıklarını, parlamentoya olan bağlılıklarını, vatan ve millet sevgisi ki bu imandan gelen bir husustur, bu sevgiyle bu aşkla millet darbeye dur demiştir” değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye Cumhuriyeti devletinin büyük bir devlet olduğunu ifade eden Prof. Dr. Süleyman Baki, “Tarihi kökleri olan, bir geleneğe sahip bir devletten bahsediyoruz. Sıradan nevzuhur bir devlet değil. Dolayısıyla her türlü sıkıntıları, saldırıları bertaraf edecek hem siyasi ahlaka ve akla hem güç anlamında da maddi, manevi, ekonomik, askeri güce sahip. Dolayısıyla bu tür girişimler, bu tür saldırılar Türkiye Cumhuriyetini zayıflatmaz aksine daha da güçlü hale getirecektir. Toplumun ve milletin bütünleşmesine kaynaşmasına  sebep olacaktır. Birileri Türkiye’yi bu anlamda zayıflatmak, düşürmek, bölmek, parçalamak isteyeceklerdir ama Türk devleti ve Türk milleti tarihten gelmiş olduğu o güçlüğe o iman gücüyle buna müsaade etmeyecektir” ifadelerini kullandı.

“Türkiye’nin yaşadığı bu acı tecrübeyi, bu coğrafyada yaşayan ülkelerin ve toplumların yaşamaması asıl hedeftir”

FETÖ’ye karşı hem Türkiye’nin hem de Türkiye’nin dost ve kardeş olarak bildiği ülkeler dikkatli olması gerektiğini belirten Baki, “Tabi bu yapı dünyanın değişik ülkelerinde kök salmış bir yapı. Karşınıza zaman zaman bir eğitim kurumu olarak çıkabiliyor. Bazen bir televizyon, bir gazete, bir dergi, bir dernek bazen ticari yapı olarak karşınıza çıkabiliyor. Ama bunların arkasında asıl gaye hem Türkiye’yi hem de Türk milletini, Türkiye’nin şahsında İslam toplumunu zayıf düşürmek, birilerine pazarlamaktır. Bu anlamda Makedonya ve Balkanlar’da ister Müslüman olsun ister gayrimüslüm olsun, iktidar da kim olursa olsun Türkiye’nin yaşadığı bu acı tecrübeyi, bu sıkıntıyı bu coğrafyada yaşayan ülkelerin ve toplumların yaşamaması asıl hedeftir” açıklamalarında bulundu.

“Türkiye’nin FETÖ talepleri ülkelerin içişlerine karışmak değildir”

Türkiye Cumhuriyeti devletinin FETÖ’yle ilgili taleplerinin Makedonya’nın çıkarına olduğunu bildiren Prof. Dr. Süleyman Baki, “Türkiye’nin bu anlamdaki talebi yani FETÖ ile mücadele noktasında bahusus Makedonya’da, Türkiye’den çok bu ülkeye, bu millete, bu devlete zarar verebileceklerini bildikleri için, yani bunu Türkiye’ye yaptılarsa, yapabildilerse hayli hayli daha az olan belki siyasi anlamda karışık olan ekonomik seviyesi daha zayıf olan coğrafyalarda ülkelerde bunu yapabilecek potansiyele sahip olduklarını ifade etmek açısından taleplerdir. Türkiye’nin talebini bazıları şöyle algılayabiliyor. İçişlerine karışma, hayır bu içişlerine karışma değildir, o coğrafyanın o ülkenin selameti  o milletin o devletin bekasıyla alakalı bir meseledir. 15 Temmuz darbe girişimi Türkiye’nin bekasıyla alakalı bir hain ve kalleşçe bir saldırıdır. Türkiye böyle bir acıyı yaşadı, şehit verdi şehitler verdi. Şehitlerden birtanesi de bu coğrafyada doğup büyümüş bir evladımızdır. Abdullah Tayyip Olçok Üsküp evladıdır, Üsküp torunudur. Dolayısıyla bu acıyı sadece Türkiye’de yaşıyanlar yaşamadı. Makedonya yaşadı, Kosova yaşadı, Arnavutluk yaşadı, Bosna yaşadı, Arap coğrafyası, Arap ülkeleri yaşadı, bütün dünyada bunlar yaşandı. Bu sıkıntılar ve bu endişeler hissedildi” şeklinde konuştu.

Türkiye’nin taleplerini devletlerin, hükümetlerin ciddi anlamda ele alması gerektiğinin altını çizen Süleyman Baki, “Hem Türkiye ile olan ilişkilerde münasebet, kardeşlik, stratejik işbirliği anlaşmalar vesaire dikkate alınarak hem de başlarına bir musibet gelmemesi için Türkiye bu anlamda uyarıyor ve devletlerin, milletlerin eğer ki kendi devletlerinde ve milletlerinin hayrını bekasını düşünüyorsa bu konuda zaman kaybetmeden, vakit harcamadan behemehal adımlar atılması lazım. Her türlü siyasi, iktisadi, stratejik adımların ve bu anlamda bu yapının mensuplarının derhal ve derhal bertaraf edilmesi, derhal ve derhal soyutlanması ve adaletin bu konu karşısında çıkarılması gerekiyor. Bu Tükiye için de elzemdir daha da önemlisi bizler için de elzem olan bir husustur” ifadelerini kullandı.

“15 Temmuz darbe girişimi İstanbul’da olduğu gibi Üsküp’te, Prizren’de, Saraybosna’da, Mekke’de ve Medine’de de hissedildi”

Türk milletinin gücünü ve kudretini sınamaya kalkanların bundan daha ağır bir cevap alacağını bilmeleri gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Süleyman Baki, “Darbe girişiminin Türkiye’nin içinde yaşanmış bir olayın olarak  görülmemesi gerekiyor. 15 Temmuz darbe girişimi Türkiye, Ankara, İstanbul, Bursa, Diyarbakır ve bütün illerde hissedildiği kadar Üsküp’te de, Prizren’de de, Saraybosna’da da, Mekke’de de, Medine’de de, değişik Afrika ülkelerinde de, Avrupa ülkelerinde hissedilen bir olaydır. Bu darbe girişiminin bir daha yaşanmamasını diliyor, aziz şehitlere rahmet diliyoruz, mekanları cennet olsun diyoruz. Gazilere acil şifalar diliyoruz. Türkiye Cumhuriyetinin  güçlü ve demokrasiye sahip NATO ülkesi olan ve başında da demokratik sistemde ve bir demokratik usulle seçilmiş hükümetin mutlaka ve mutlaka desteklenmesi gerektiğini ve bu desteğin de sadece Türkiye’ye değil bütün bölgeye hayılar getireceğini ümit ediyor, buna inanıyorum ve bu düşüncelerle birdaha 15 Temmuz destanını Türk milletinin islam ümmetinin ve bütün insanlık için birliğe, beraberliğe vesile olmasını temenni ediyorum” diyerek sözlerini noktaladı.

 

Read Previous

Kosova’da AA Fotoğraflarıyla 15 Temmuz Sergisi Açıldı

Read Next

‘İki ülkenin iş birliği yüz binlerce insanın hayatını kurtarabilir’

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *