“Başarı, hevesinizi kaybetmeden başarısızlıklarla baş etme yeteneğidir.” – İngiliz devlet adamı Winston Churchill
Hayatta farklı deneyimlerimiz olacak, başarısızlıklarımız olacak fakat başarısızlıklarımızın bizi umutsuzluğa sürüklemesine ve başarıya dogru götüren yoldan vazgeçirmesine asla izin vermemeliyiz.
Yaşam her zaman bizim istedigimiz gibi olmayacak. Bazılarımız farklı zorluklarla karşılaşacak ama asla vazgeçmemeliyiz çünkü bir kez pes ettikten sonra her zaman pes etme yolunu takip edeceğiz.
Hayatın bize farklı deneyimler öğrettiğini unutmayalım. Yaşamın bizim önümüze serdiği engellerle veya başarısızlıklarla savaşacak iradeye ve özgüvene sahip olmalıyız.
Sen her seferinde kendine şunu telkin etmelisin: Hayattaki hedefime ulaşacağım çünkü başarılı olmak zorundayım. Dünyayı değiştiren ben olacağım, çünkü dünyanın bana ihtiyacı vardır.
Unutmayalım, eğer hayat seni yere düşürürse tekrar ayağa kalk. Ayağa kalkıp dünyanın farklı bir anlam kazanmasının sebebi sen olacağına kendine inandır. Çünkü sen bu dünyaya katkıda bulunmak için yaratıldın. Her şeye karşı kayıtsız kalmaya değil…
Duralım ve çocukluğumuzu hatırlayalım!
Çünkü çocukluğumuzda farklı hayallerimiz vardı; Doktor, astronot veya futbolcu olmak…
Çocukken, oyuncaklarla gemi veya kule yapmayı denediğimiz zamanı hatırlamalıyız. Çoğu defa başarısız olurduk ama bir çocuk olarak hedefimize ulaşana kadar hep çalıştık, durmadan, pes etmeden…
Bugün çoğumuz yetişkinler olarak yaşamın zorluklarıyla yüzleşiyoruz. Bir kere başarısız olursak asla hedefimize ulaşamayacağımızdan korkuyoruz ve bu korkunun bize verdiği yük ile sürekli mücadele etmekteyiz…
Fakat bir şeyi hep unutuyoruz. Biz başarısızlıklardan da ders çıkarmalıyız çünkü her başarısızlık bize yeni bir şey öğretir ve yaşamımızın nihai amacına ulaşmak için daha da güçlü olmamızı sağlar.
Hayatımız boyunca hayallerimizden asla vazgeçmemeliyiz. Bilmeliyiz ki her rüya onun için fedakârlık yapmakla gerçekleşir.
Nazım Hikmet’in veciz ifadelerini hatırlayalım: “Ben yanmazsam, sen yanmazsan, biz yanmazsak nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa!”
Ey sevgili dostlar, gelin ve insanların yolunu aydınlatacak bir mum gibi olalım. Çünkü sadece azim ve fedakârlıkla hayatta başarılı olabiliriz.
Bu yazıyı bir söz ile sonuçlandırmak istiyorum: “Bu hayata, asla ölmemek icin geldik…”
Gelin bu dünyada bir iz bırakalım, çünkü izlerimiz ve eserlerimiz asla ölmeyecek.
Gelin biz de İbrahim Peygamberimizi ateşten korumak için su götüren karınca misali olalım…