Balkan coğrafyasından Türkiye’deki soydaş ve akrabalara olan mesaj da bu yana. 15 yıl boyunca iletişimin, ticaretin, akraba ziyaretlerin ve yatırımların tırmanarak devam ettirdiği lidere destek vermek Balkanların Türkiye’ye mesajıdır.
Omer Jashari / Dünya Bülteni
Türkiye’de gerçekleştirilecek 24 Haziran Cumhurbaşkanlığı seçimleri Türkiye’de olduğu kadar Balkan coğrafyasında da özel bir ilgi ile takip ediliyor. Ramazan ayının son günlerinde ve özellikle Bayram günlerinde kahvehanelerde, çalışma yerlerinde ve neredeyse bütün dost ve aile sohbetlerinde Türkiye’deki siyasal süreç gündelik konuşmalardan bir tanesi almış vaziyette.
Bunun birçok tarihi, ekonomik, sosyal ve psikolojik etkene bağlamak mümkün olduğu kadar uluslar arası propaganda araçlarının ve yerel dillerdeki gazete ve televizyonlarda Türkiye ile ilgili yapılan analiz ve tartışmalarının da etkili olduğunu belirtmek gerekir.
Türkiye Balkanlar’da ciddi yatırımları olan bir ülke konumunda. Ekonomik,eğitim, güvenlik, insani ve en önemlisi de yakın akraba ilişkiler sayesinde Balkan coğrafyası ile Türkiye arasında doğal bir köprü vazifesini görmüştür. Tarihte siyasal olarak kopmalar yaşanmışsa da psikolojik ve reel anlamda bu gönül ilişkisi hep devam etmiştir.
Söz konusu bu psikolojik ilişki AK Parti döneminde ve özellikle de eski Başbakanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın gayretleri ve çabaları ayrı bir yer teşkil etmektedir. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Balkanlar ile ilgili olan özel ilgi ve alakası hep biliniyor ve özellikle yerel halkta ciddi karşılığı olduğunu biliniyor. Bunun en somut örneği bir Balkan asıllı olan Milli Şair Mehmet Akif Ersoy’a sevgisidir. Balkanlar’daki muhafazakar Müslümanlar ile Cumhurbaşkanı Erdoğan arasındaki gönül ilişkisini her yerde görmek mümkündür. Bir Türk ve hatta Müslümanların lideri olarak algılanan Erdoğan’ın yaşlı dedelerden genç kuşaklara kadar hemen hemen her kesimde etkisini görmek mümkün. Suriye mültecilere olan cömert davranışı ve Kudüs gibi İslami davalarını sahiplenmesi Cumhurbaşkanı Erdoğan tartışmasız bir şekilde insanların gönlünde taht kurmuş durumunda.
Gurbetçiler Erdoğan karşıtı propagandadan etkileniyor
Bununla birlikte gerek yerel medyada gerekse uluslararası medyanın Türkiye ve özellikle de Cumhurbaşkanı Erdoğan karşıtı kampanyanın tezahürlerini de görmek mümkün. Almanya, Fransa ve Avusturya gibi Avrupa ülkelerinde yaşayan birçok Balkanlı gurbetçinin söz konusu yoğun propagandadan etkilendiği görülüyor. Geçmişte olduğu gibi bu dönemde de İslamofobik yayınlar ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Türkiye’yi aşağılayan yayınlar ayrıca artmış bulunmaktadır.
TİKA’ya yapılan haksız saldırılar
Bunun haricinde bu dönemde somut olarak Türkiye’nin yurt dışı ile ilgilenen TİKA, YTB, Maarif Vakfı ve Yunus Emre gibi kurumlarının Balkanlar’da ciddi çalışmaları oldu. Müslümanların kültürel, dini ve tarihi özlerini ve benliklerini koruma adına söz konusu kurumların rolü azımsanmayacak kadar etkili ve yerinde olmuştur. Özellikle Türkiye’de son günlerde iç siyaset malzemesi yapılan TİKA’nın çalışmalarının izlerini tüm Balkanlar’da görmek mümkün. Eğitimden alt yapı çalışmalarına kadar Türk bayrağını ve halkların kardeşliğini simgeleyen Osmanlı eserlerinin restorasyonunu ve imarını görmek mümkün.
Prizren’de Sinan Paşa Cami, Priştine’de Fatih Sultan Mehmet Cami’sini, İpek’te, Üsküp’te, Kalkandelen’de, Tiran’da, İşkodra’da, Podgoriça’da, Saraybosna’da, Tuzla’da, Banja Luka’da, Novi Pazar’da ve istisnasız neredeyse tüm Balkan kentlerinde TİKA’nın izlerini görülebilir.
TİKA’nın yurtdışında yaptığı yardımlar coğrafi bazda bakılacak olursa yüzdelik oranda yine Balkan coğrafyası başı çekiyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın vizyonu çerçevesinde TİKA’nın Balkanlar’da yaptığı çalışmalar her kesim tarafından takdirle karşılanmaktadır.
Bu sebepten ötürü Balkan halkı da TİKA’ya yapılan bu saldırıları şaşırtıcı bulduğu kadar kötü niyetli olarak olduğunu artık anlamış durumunda. Üstelik yine aynı soydan gelen Balkan asıllı Cumhurbaşkanı adaylardan bu tür saldırıların artması en büyük paradoksunu teşkil ettiğini ifade etmek gerekir.
Bu dönemde Türkiye’nin Balkanlarda üstlendiği barışçıl tutumu, Müslüman veya gayri Müslim bütün aktörlerle iletişim ve işbirliği yapabilme rolünden dolayı Slav gibi milletlerin dahi saygısını da kazanmış durumunda.
**
Şüphesiz Türkiye uluslararası konumu güçlü olan bir ülke. Türkiye’deki iç dengeler bölgede olduğu kadar uluslararası dinamikler ve süreçlerini de etkileme potansiyeline sahip bir ülke konumunda. Bu kapsamda da Balkanları ele almak gerekir. Üstelik Balkanlar diğer coğrafyalardan farklı olarak Türkiye’de Balkan asıllı tüm haklara sahip ve entegrasyon içinde 7 milyondan fazla insanın yaşadığı bir yer. Söz konusu bu insanların neredeyse hepsinin Balkanlar’da aile ve akraba ilişkileri mevcut bulunmaktadır. Balkan asıllı seçmenin kullanacağı oy tercihi de ayrı ve belirleyici bir rolünü oynayacaktır.
Balkan coğrafyasından Türkiye’deki soydaş ve akrabalara olan mesaj da bu yana. 15 yıl boyunca iletişimin, ticaretin, akraba ziyaretlerin ve yatırımların tırmanarak devam ettirdiği lidere destek vermek Balkanların Türkiye’ye mesajıdır. Balkan coğrafyasından 24 Haziran’daki seçimlerden ilişkileri koparmaya vaad eden adaylara değil, bu ilişkileri geliştirmeye vaad eden adaylara oy verilmesidir.
TİKA’yı kapatmaya vaad eden adaylara değil, TİKA sayesinde dost ve akraba ilişkilerini geliştirmeye söz veren güçlü ve karakterli liderlere oy verilmesinin mesajı Balkan coğrafyasının, Türkiye’deki aile ve akrabalara yöneliktir.
Türkiye’deki mevcut yönetimin devamı Balkanlar açısından da olumlu sonuçlar doğurmaya devam edecektir. İslam ve Hristiyanlığın ya da Batı ile Doğu medeniyetlerin ve kültürlerin kesişme ve çarpışma ilk fay hattı olan Balkanlar açısından Türkiye’de güçlü, iradeli ve bağımsız bir Cumhurbaşkanın olması son derece önemli ve kritik görülüyor. Özellikle muhafazakar Müslüman ahali açısından Türkiye’deki yönetim istikrarın devamı hayati önemde görülüyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan Balkanlar’da oluşan birçok ihtilafa arabulucu olduğu kadar Balkan Müslümanlarına karşı sistematik baskılara ve saldırılara karşı duran ve bir nevide koruma şemsiyesi rolünü oynayan bir şahsiyet. Bunun için Cumhurbaşkanı Erdoğan Balkan Müslümanları için güvence ve eman vermektedir.
24 Haziran akşamında şüphesiz Balkan Müslümanların gözü ve kulağı Türkiye’de olacaktır. Sandıktan çıkacak sonuç yalnız Türkiye’de yaşayan halkın geleceğini değil Balkan halkların hürriyetlerini, kültürlerini, adetlerini, geleceğini ve kardeşlik hukukunu oylama mahiyetini taşımaktadır. Küçük hesaplar veya kimi adayların yanlış açıklamalarını bakmadan tarihi Türk-Balkanlı kardeşliğini güçlendiren iradenin yanında durmak Balkanlardan Türkiye’deki soydaşlara mesajıdır.