Kosova Adalet Hareketi Partisi Genel Başkanı Süleyman Çerkezi, Kosova’daki son gelişmeleri ve özellikle de FETÖ mensuplarının Türkiye’ye teslim edilmesinden sonra yaşanan süreci yorumladı.
MİT’in Kosova istihbaratıyla işbirliği içinde gerçekleştirdiği operasyonla Türkiye’de aranan FETÖ’nün 6 üst düzey mensubu yakalanarak Türkiye’ye iade edilmeleri Kosova’da gündeme oturdu. FETÖ’cü teröristlerin Türkiye’ye teslim edilmesinden sonra Kosova’da yaşananları değerlendiren Kosova Adalet Hareketi Partisi Genel Başkanı Süleyman Çerkezi, Türkiye’nin, ABD’nin ardından Kosova’nın bağımsızlığını tanıyan ikinci ülke olduğunu hatırlatarak, “Erdoğan dışında başka bir devlet adamının bizler hakkında kardeş halk ifadesini kullandığını hatırlamıyorum” dedi.
FETÖ terör örgütüne mensup olan 6 Türk vatandaşının teslim edilmesinin, kimi bireylerin Türkiye’ye yönelik uzun zamandan beri biriktirdiği öfke dolu düşüncelerin günyüzüne çıkmasına sebebiyet verdiğini söyleyen Kosova Adalet Hareketi Partisi Genel Başkanı Süleyman Çerkezi, “Günümüze dek, gerek söylevle gerekse attığı adımlarla halkımızın yanında olan Türkiye’ye ilişkin münasebetler ve düşüncelerde bir diplomatik dış cephe mevcuttu. Erdoğan dışında başka bir devlet adamının bizler hakkında kardeş halk ifadesini kullandığını hatırlamıyorum. Türkiye’nin, ABD’nin ardından Kosova’nın bağımsızlığını tebrik eden ve tanıyan ikinci ülke (en azından resmiyette) olduğunu, en önemli uluslararası kuruluşlarda her dâim Kosova lehine kullandığı EVET oylarını ve Kosova’nın tanınması için gerçekleştirdiği lobi faaliyetlerini ve Kosova ekonomisinin en büyük yatırımcısı olduğu hakikati anılmamaktadır” diyerek Kosova’daki Türkiye karşıtlarını eleştirdi.
Türkiye’deki durumu bir kenara koyarak “kendi ‘halimize” dönelim” diyen Çerkezi, “Bu bağlamda analiz edilmeye değer olan husus, istihbarat kuruluşunun bağımsızlığıdır. Ülke güvenliğinin iki ana sütununu teşkil eden İçişleri Bakanlığı ve İstihbarat Ajansı (AKİ)’nın bu yapılanmanın ülkemiz için tehlike arz ettiğine ilişkin bilgileri varsa, bize düşen nedir? Kendi kurumlarımıza mı inanmalıyız yoksa FETÖ örgütüne mi? AKİ devletimizin hizmetinde değilse o zaman kimin hizmetindedir? Makedonya’dan kardeşlerimizi teslim ettiğimizde ve onlardan biri Makedon mahkemelerince ölümle cezalandırıldığında AKİ kimin hizmetindeydi? Vetvendosye Hareketi’ni desteklemek için gelen Arnavutluk’lu siyasi aktivistleri de hatırlatayım. Dahası, bu son zikrettiklerimin birkaçına birkaç yıl için Kosova’ya giriş yasağı konulmuştu. Veya “Dehari” olayını ve kurumlarını camlarını kıran diğer aktivistlerin olaylarını mı hatırlamamız gerekir?” sorularını yönelterek Kosova’daki tutarsızlığa dikkat çekti.
Yukarıda verdiği örneklerde kimsenin Türkiye’deki darbe girişiminde olduğu gibi ölmediğini ve yollara tanklar ile zırhlı araçlar ile çıkmadığını hatırlatan Kosova Adalet Partisi Genel Başkanı Süleyman Çerkezi, “Oysa biz “timsah gözyaşları döküp”, Türkiye’nin demokratikleşmesinin “hâline yanmaktayız”. Vay bize. Asıl hayret verici tablo budur” şeklinde konuştu.