Yol ve Hasret

Dostlar; 2018 hayırlarla gelsin. Sağlık , Başarı ve Mutluluk dolu nice yıllar dilerim. Anadolu insanı ne de güzel söylemiş; “Kalpten kalbe bir yol vardır. ” diye… Bu söz, Türkülerimize bile ilham kaynağı olmuştur.  Kalpten kalbe akıp giden bu yol, gizli bir yoldur… Manası kalplerin derinliklerindedir.
Bu yolun sırrına ermek hiç de kolay değildir. Herkes bu sırlı yolda yürümeye cesaret edemez.
Zira; Yol üzerindeki yolculukların da bir kalbi vardır.

Şairin; “Düş yola fark eyleme pa vü seri”  mısrasının sırrına erenler düşerler ancak bu yola… Hani; “Önce Yoldaş  , Sonra Yol” diyenler. Yollar vardır, özleneni özleyene kavuşturan. Yollar vardır, sevenleri birbirinden ayıran. Gidilesi , hasret yüklü yollar.  Her kilometre taşında anıların canlanır.  Yollar vardır , sana her durakta yeni bilgiler , yeni dostlar kazandırır.  Yol boyunca uğradığın Köy , Kasaba , Şehir ve Ülkelerde mola verip hasretle içilen bir fincan kahveye doyamadığın Sıla hasreti yüklü yollar…

Çok eski bir Rumeli Türküsünün şu dizilerinde, Yol ve Hasret bakın nasıl anlatılmış…

“Çıkayım gideyim Urumeli’ne,
Arzuhal vereyim yarim Beylerbeyi’ne.
Kimleri sarayım yar senin yerine.
Gizli gizli sevdalarımız aşikar oldu.
Bize bu ayrılık yarim Mevla’dan oldu.”

Bu Türküde sılası Rumeli’ye ve özlenen sevgiliye kavuşmak için yola düşmenin heyecanını yüreğinizde hissedersiniz. Bu Türkünün sözlerinde Rumeli Diyarında yaşanan o büyük sevda öykülerini, Aliş ile Zeynep’in, Tahir ile Zühre’nin, Yusuf ile Feride’nin, Mehmet ile Fitnat’ın  Yusuf ile Cemile’nin ve daha pek çok ölümsüz Aşıkların hüzünlü hikayelerinde Yolu ve birbirlerine kavuşmak için yüreklerinde kopan fırtınaları, Can ile Canan’ın , Aşık ile Maşuk’un birbirlerine kavuşmak için çektikleri acılarına tanık olursunuz.
Rumeli insanı acılarla o kadar yoğrulmuş ki , acılarla yüklü ağıtlarını 9/8 lik Türkülere uyarlamıştır.  Benim, “Rumeli Dedikleri” adlı kitabımın 8.sahifesinde ki Şiirimde yazdığım gibi; “Orada Bulgar , Yunanlı , Sırp , Makedon , Burada ise Türk olamadık biz. Anneannelerimizden çeyiz sandıkları, çemberiler. Dedelerimizden araziler kalmadı hiç birimize.  Bizler; Doğduğumuz yeri , Kurduğumuz düzeni,  Eşimizi, Sarıkımızı, Karabaşımızı Türk kalmak için terk ettik. Kolay mı sanıyorsun kardeşim?  Sıfırdan hayata başlamayı. Sen başka olmak nedir bilirsin.? Yaşadın mı sen başkalığı? Öteki oldun mu hiç? Acılarla yazılmış Türkülerini  9/8 lik besteleyip oynadım mı hiç? Eğer Göç etmediysen, Balkanlar’da Türk Anavatan’da Göçmen olmanın ne demek olduğunu sen nereden bileceksin?

Bilemezsin..! Zira bilmen için Göç yollarına düşmüş olman gerekir. Yollar var ki , ben ve ailem gibi sevdiklerinden, Ana’dan, Evlad’tan, Kardeş’ten ayıran uzun ve bitmeyecek sandığın, her kilometresinde terk ettiğin topraklara gözyaşları içinde tekrar tekrar baktığınız yollar…
Seni, Makedonya’nın en ücra köşesinden bir dağ köyünden alır,   Anavatan Türkiye’ye Manisa Şehrine getirir… Özlemle tüm ömrünü sılaya giden yollara bakarak geçirirsin.

Allah hiç kimseyi Vatanından ayırmasın..!

 

Read Previous

MATTO, medya temsilcileriyle bir araya geldi

Read Next

Namazgah Camisi Balkanlar’ın en büyük camisi olacak

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *