Birinci Dünya Savaşı’nda İngilizlerce esir alınarak Arakan’a götürülen 12 bin Osmanlı askerinin ailelerine yazdıkları mektuplar, Türk Kızılayı tarafından arşivlendi. Mektupların, şehit askerlerin torunlarına ulaştırılması için çalışma başlatıldı.
Birinci Dünya Savaşı’nda İngilizlere esir düşen ve Arakan’daki esir kampında büyük bölümü şehit olan Türk askerlerinin ailelerine yazdığı mektuplar, Türk Kızılayı tarafından arşivlendi. Mektupların, şehit askerlerin torunlarına ulaştırılması için çalışma başlatıldı.
Barınma, yiyecek, ilaç ve giyecek gibi birçok alanda dünyanın her yerinde ihtiyaç sahiplerinin yanında olan Türk Kızılayı, 1914-1918 yıllarındaki Birinci Dünya Savaşı’nda da bir yandan ihtiyaçların temininde görev alırken diğer yandan vatan topraklarından çok uzakta olan askerlerin hem kayıtlarını tuttu hem de aileleriyle iletişimlerinin devam etmesinde rol oynadı.
Dört yıl süren savaş döneminde esir düşen yaklaşık 12 bin Osmanlı askeri, o dönem adı Hilal-i Ahmer olan Türk Kızılayı tarafından kurulan köprüyle Osmanlı İmparatorluğu’nun dört bir tarafındaki aileleriyle haberleşti. Esir askerler, yaşadıklarına dair bilginin ailelerine ulaştırılması ve ailelerinden haber alabilmek için binlerce mektup yazdı. Kızılay, bu mektupları Selanik’ten Halep’e, Diyarbakır’dan İzmir’e kadar birçok bölgedeki asker ailesine ulaştırdı.
Tarihi belgeler yeniden arşivlendi
Türk Kızılayı Genel Müdürü İbrahim Altan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kurumlarının gelecek yıl 150. yaşını kutlayacağını belirterek yapılan hizmetlerin yanı sıra çok büyük bir arşive de sahip olduklarını vurguladı.
Tarihsel öneme sahip çok sayıda malzemenin, 2006 yılında başlatılan bir çalışmayla yeniden arşivlendiğini ve bu çalışmaların 2010 yılına kadar sürdüğünü ifade eden Altan, arşivlerin 2010 yılından sonra kullanıcılar için hizmete açıldığını aktardı.
Altan, arşivlerde hem kuruma ait hem de kurumun çalışma alanına ilişkin belgelerin yer aldığını söyledi.
“Balkan ve Dünya Savaşları dönemlerinden 308 bin esir kartı var”
Türk Kızılayının, arşivleriyle tarihe de ışık tuttuğunu belirten Altan, “Bizim elimizde esir düşen askerlerle ilgili 308 bin esir kartı var. Bunlar sadece Osmanlı askerleri değil, çeşitli milletlerden esir alınan askerleri de kapsıyor. Balkan Savaşları, Birinci ve İkinci Dünya savaşlarına ait elimizdeki esir kartlarında, askerlerin hangi cephede esir alındığı ve sağlık durumlarına ilişkin notlar bulunuyor.” dedi.
O dönem esirlerin ulaştırılamayan mektupları torunlarına verilecek
Arşivlerde Osmanlı askerlerinin yanı sıra farklı ülkelerden esirlere ilişkin belgelerin de olduğunu anlatan Altan, “İkinci Dünya Savaşı döneminde esirlerin değişimiyle ilgili de belgeler mevcut. Kızılay, esirlerin değişiminde, işlemlerinde, aileleriyle yazışmalarında ve ihtiyaçlarının giderilmesinde rol alan bir kuruluş.” dedi.
Altan, arşivde yer alan mektupların sahiplerinin ailelerinden şu ana kadar kendilerine ulaşan olmadığını ifade ederek, “Bu konuyu araştırıp bununla alakalı bir çalışma yapmamız, belki de aileleri bularak onları şehitliklere götürmemiz üzerimize bir borç olacak. O dönem ulaştıramadığımız mektupları bugün esir askerlerimizin torunlarına ulaştırmak için bir çalışma başlatacağız.” açıklamasında bulundu.
Esir kartlarından örnekler
Arşivde yer alan esir kartları ve defterlerinden bilgiler aktaran Altan, ailesinden haber alamadığını belirterek Kızılaydan yardım isteyen esir askerlerin mektuplarından da örnekler verdi.
Esir kartlarından birinin onbaşı Hüseyin Mustafa isimli 25 yaşındaki Osmanlı askerine ait olduğunu ifade eden Altan, kartta onbaşının 181. tabur 1. bölük 3. takımda görev yaptığı ve Kastamonulu olduğu bilgisinin yer aldığını söyledi.
Esir askerlerin mektupları
Esir Osmanlı subaylarının ve ailelerinin birbirlerini bulmak için yazdığı mektuplardan da örnekler sunan Altan, Ankara Keskin’den Süleyman oğlu Hacı Dede isimli askerin, mektubunda 3 yıldır esir olduğunu, ailesinden bugüne kadar hiçbir bilgi alamadığını ve bu nedenle büyük üzüntü duyduğunu dile getirdiğini söyledi.
Altan, askerin mektubunda, babasının hayatta olup olmadığını merak ettiğini yazdığını ifade ederek, bu konuda yardım istediğini söyledi.
Bir diğer mektubun da Hindistan’da esir düşen Çakalı oğlu Ahmet Çavuş Mahtumu Veli’ye ait olduğunu söyleyen Altan, esir askerin yaklaşık bir yıldır babasından mektup almadığını, bu nedenle babasının hayatından endişe ettiğini ve üç kardeşi ile annesinin durumlarını sorduğunu bildirdi.