Bosna Hersek’in ıssız bir köşesinde, orman içindeki konaklarında yaşayan Sahinpasic ailesi, dünyanın her yerinden ağırladıkları misafirleriyle birlikte masalımsı bir hayat sürüyor.
Şehir yaşamını bir kenara iterek, Bosna Hersek’in ıssız bir köşesinde, orman içinde yer alan konaklarında yaşayan Sahinpasic ailesi, dünyanın dört bir yanından ağırladıkları misafirleriyle birlikte adeta bir masal hayatı yaşıyor.
Bosna’daki savaşın ardından Slovenya’ya taşınan Jasmin Sahinpasic, burada tanışarak evlendiği Finlandiyalı Nepu ile birlikte ülkesine dönerek, kendisine ailesinden kalan “Vukov Konak” isimli evlerinde iki çocuğu Lita ve Aimi’nin yanı sıra dünyanın farklı coğrafyalarından ağırladıkları misafirleriyle alternatif bir yaşam sürüyor.
Asıl işi fizyoterapistlik olan Jasmin ve gazeteci Nepu, başkent Saraybosna’ya 18 kilometre uzaklığındaki dağ köyü Vucja Luka yakınlarında, orman içinde bulunan ahşap konakta, “misafir” olarak kabul ettikleri müşterilere sağladıkları oda ve yemek hizmeti ile geçimlerini sağlarken, şehirden uzak, doğanın içinde bulunmak isteyen “gönüllülere” de buradaki işlere yardım etme karşılığında orada kalma imkanı sunuyor.
Slovenya’da yaşadığı dönemde Slovenya Milli Kayak Takımı’nda fizyoterapist olarak çalışan ve şu an konaktaki ağır işlerle ilgilenen Jasmin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, annesinin vefatından sonra buraya geldiklerini anlatarak, şu an bulundukları yerde hayat kalitesinin yüksek olduğunu söyledi.
Gelen müşterilerin konaklamaları için odaları olduğunu ve kendilerine yemek servisi yaptıklarını kaydeden Jasmin, “Burası bir otel değil. Burası bir dağ evi gibi, buranın tam olarak bir tanımı yok.” şeklinde konuştu.
Jasmin, bu tarz bir hayatın fiziki olarak kolay olmadığını ancak sevildiği taktirde çok da zor olmadığını anlatarak, “Burada yapmak istediğim şeyleri yapıyorum. Çocuklarım oynamak istediği oyunları oynuyor. Ormanda yürüyoruz. Dağ meyveleri, mantar topluyoruz. Etrafta yürüyüp vahşi hayvanları izliyoruz. Kimi zaman da avlanıyorum.” ifadelerini kullandı.
Şehre geri dönmek istemediğini ve orada hiçkimsenin mutlu olmadığını savunan Jasmin, kentlerde herkesin bir şeylerden şikayetçi olduğunu ve herkesin kendi sorununu “en büyük sorun” gibi gördüğünü belirtti.
Saat ve internet yok
Vukov Konak’ta saatin olmadığını ve dolayısıyla sürekli saatin kaç olduğunu kontrol etmeye de ihtiyaç duymadıklarını dile getiren Nepu, “Güneşin ne zaman doğduğunu biliyorsun, o zaman kalkıyorsun. Aç olduğunda yiyorsun. Köpekler havladığında onların aç olduğunu anlıyorsun ve onları besliyorsun. Misafirlerimize de bunu söylüyoruz, bizim kahvaltı ya da öğle yemeği saatimiz yok.” ifadelerini kullandı.
Saraybosna’ya yakın olsalar da burada dış dünyadan soyutlanmış bir hayat sürdüklerini vurgulayan Nepu, bulundukları yerde internet olmadığını, bir operatör dışında da telefon sinyalinin çekmediğini belirtti.
Çocuklarının okula gitmeyip evde eğitim alacağını da sözlerine ekleyen Nepu, ihtiyaçlarını karşılamak için genelde haftada bir kere şehre gittiklerini ifade etti.
“Dünyanın farklı yerlerinden insanlarla burada buluşmak çok etkileyici”
Vukov Konak’ta yaklaşık bir aydır gönüllü olarak kalan Szucs Bianka, Alexey Geht ve Enrico Bettineschi Bosna Hersek’e gelmelerinin sebebi olarak Vukov Konak’ı gösteriyorlar.
Bianka, şu ana kadar konakta Çin, Fransa, Finlandiya, ABD ve İngiltere’den gelen insanlarla tanıştığını kaydederek, “Hiçbir şeyin olmadığı yerde dünyanın farklı yerlerinden insanlarla burada buluşmak çok etkileyici.” şeklinde konuştu.
Kaynak: AA