Türkiye Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Türkiye’den Bulgaristan’a 3,5 milyar metreküplük gaz akışın ilk etapta 7 milyar daha sonra 10 milyar metreküpe kadar çıkabileceğini açıkladı.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Avrupa’nın enerji arz güvenliği ile ilgili endişelerinin giderilmesi için teknik altyapının hazırlanması halinde Türkiye’nin Bulgaristan’a yapılacak gaz transferini 3,5 milyar metreküpten 7 milyar metreküpe kadar çıkarabileceğini, 25-30 milyar metreküplük LNG işleme kapasitesinden de Avrupa ülkelerini yararlandırabileceğini söyledi.
Bakan Bayraktar, Sinop’ta yapılacak ikinci nükleer santral için Rusya’nın, Trakya’da planlanan nükleer santral için de Çin’in avantaj sahibi olduğunu belirtti.
Özel bir televizyon kanalına konuşan Bakan Bayraktar, şunları kaydetti;
Rusya-Ukrayna-Avrupa boru hattının transit anlaşması bu yıl sona eriyor. Avrupa’da son zamanlarda çözüm formülü olarak Türkiye’nin Azerbaycan’dan aldığı gazı Avrupa’ya satması, ortaya çıkan boşluğu da Rusya’dan gaz alarak doldurması gibi formüller konuşuluyor. Bu formülleri “kapasite ve piyasa bilgisinden habersiz yorumlar” olarak değerlendiren Bakan Bayraktar, Kuzey Akım’ın bugün için çalışmadığını, Ukrayna üzerinden geçen transitin süresinin uzatılmayacağının da açıklandığını anımsattı. TANAP ve TAP’ta standart akışın devam ettiğini anlatan Bayraktar, Türkiye’den Bulgaristan’a 3,5 milyar metreküplük akışın ilk etapta 7 milyar ve daha sonra 10 milyar metreküpe kadar ulaşabileceğini anlattı.
Türkiye Avrupa’ya gaz tedariğini artırdı, daha da artırabilir. İhtiyacımız olan şey şu; Türkiye-Bulgaristan enterkonneksiyon kapasitesinin Bulgar tarafında artması lazım. Şu anda da bununla ilgili bir çalışmamız var. Yani o kapasitenin yani 3,5 milyarın, 7,5 milyara çıkması hatta belki 10 milyar metreküpe çıkmasıyla ilgili bir çalışmamız var. Bu konuda Türkiye, SOCAR ve Azerbaycan’la bir çözüm üretebilir.
Biz şu anda en az 25-30 milyar metreküp LNG rahatlıkla alabilecek durumdayız. Avrupa kendi aldığı LNG’yi Türkiye’nin imkanlarıyla işleyebilir ya da doğrudan Türkiye’nin alım gücünden yararlanabilir.
Avrupa’nın arz güvenliği konusunda rahatlaması için Türkiye ile Azerbaycan’la uzun vadeli taahhütler üzerinden hareket etmesi gerekli. Üretici olan Azerbaycan’a, Türkiye gibi bu kadar altyapı yatırımı sağlamış bir ülkeye diyeceksin ki ‘Benim ihtiyacım bu. Benim her yıl 10 milyar metreküp ilave gaza ihtiyacım var.’ Azerbaycan da diyecek ki ‘Ben Hazar’da şu kadar gazı şu kadar sürede üretirim, bunun için bu kadar yatırıma ihtiyacım var. Senden de şu garantiyi almam lazım 10 yıl, 15 yıl…’ Bir şey vermen lazım.
Türkmen gazı swapla gelecek
Bu ay içerisinde Türkmenistan ziyareti planlıyorum. Ümit ediyorum orada bir netice alıp tarihimizde ilk kez belki Türkmen gazını Türkiye’ye ulaştırmış oluruz. Şu anda ilk etapta üzerinde durduğumuz swaplarla yani Türkmen gazının İran’a verilmesi, onun da bize ya İran sınırında ya da Azerbaycan-İran bağlantısı üzerinden teslim edilmesi.
İlk etapta 1,5-2 milyar metreküplük bir doğal gaz arzı söz konusu olabilir. Bu da aynı şekilde Avrupa’nın arz güvenliğinde rol oynayabilecek.
“Gazprom ile yaklaşık 40 yıla yakındır çalışıyoruz”
Biz Gazprom ile yaklaşık 40 yıla yakındır çalışıyoruz. Elbette ki çok daha özel bir ilişkimiz var. Bu anlamda biz geçtiğimiz yıl biz yaz ve kış aylarında fiyat formülünden bağımsız, bazı özel fiyatlar alıyoruz. Bunlar zaman zaman olur. Piyasa şartları, tüketim miktarları, ithalat miktarlarına bağlı olarak zaman zaman satıcı, zaman zaman alıcı farklı önerilerde bulunabilir.
Geçen hafta özellikle Astana’daki görüşme bu anlamda çok olumlu ve çok müspetti. Sayın Putin’in yaklaşımı da gayet olumlu bu noktada. Biz de diyoruz ki, Türkiye’ye daha ucuz gaz alabilirsek biz daha büyük bir pazar imkanı sunabiliriz.
Bizim kimseye borcumuz yok. Asla öyle bir şey söz konusu değil. BOTAŞ şunlar tarafından alınacak vs. öyle bir şey de yok. Çok net ifade edeyim.
Irak’a su yatırımı karşılığı petrol
Irak-Ceyhan petrol boru hattı 6 Şubat depremi ve arkasından yaşanan sel sonrası Türkiye tarafından onarım gerekçesiyle kapatılmıştı. Türkiye’nin onarım çalışmalarının tamamlandığını duyurmasına rağmen hattan henüz bir akış gerçekleştirilmiyor.
Ben 2 Ekim’de Abu Dabi’de, 4 Ekim 2023 itibarıyla hattın hazır olduğunu duyurdum. Bugün tarih 11 Temmuz. Neredeyse 1 yıl oldu. Sorunun kimden kaynaklı olduğunu görüyorsunuz. Irak’ta yapılacak özellikle sulama yatırımlarıyla alakalı bir süreç işliyor. Bu konuda biz Irak’a yardımcı olmaya gayret ediyoruz. Oradaki çalışmaların petrolle ödenmesi konusu şu anda gündemde.
Sinop’ta Rusya, Trakya’da Çin
Rusya Akkuyu’dan sonra Sinop’u yapma konusunda istekli. Rosatom, Sinop’la ilgili hazırlık süreci tamamlanana kadar Akkuyu’yu bitirip, buradan Sinop’a geçmek istiyor. Önümüzdeki 2-3 yıl içerisinde lisanslama çalışmaları Sinop’ta bitecek. O ekip Akkuyu’dan yukarı gidecek. Dolayısıyla onların bu işe doğal istekli olmasının en temel noktası bu ve bu anlamda bana ve birçoklarına göre de öndeler.
Yeni santrallerde Türkiye’nin teknoloji transferi ve yerlileştirme gibi hedeflerinin yanı sıra özel sektörle ya da kamu şirketleriyle ortak bir model de geliştirebilecek. Akkuyu’da inşaat planları büyük oranda hedefe uygun ilerledi.
Trakya’daki üçüncü nükleer projesi için de “Çin’le zaten çok geçmişten gelen bir görüşme sürecimiz var. Çin Devlet Başkanıyla Astana’da görüşmemizde gündem maddelerinden bir tanesi buydu. Onların da Trakya’da bugüne kadar sürdürdüğümüz bir müzakere süreci var.
4 reaktörlük Akkuyu’nun yanı sıra Sinop ve İğneada’a 8’er reaktör kurulabilecek bir kapasite var. 20 reaktörlük, yani 20-25 bin megavatlık bir kurulu güce böylece ulaşabiliriz. Bu takvim 2040’lı yılları bulabilir.