İsrail’in Filistin’e yönelik saldırıları Balkan ülkelerinde görüş ayrılığına sebep oldu

Gazze’de 15 binden fazla Filistinlinin öldürüldüğü, 50 bin konutun tamamen, 250 bin konutun ise kısmen yıkıldığı veya zarar gördüğü saldırılara Balkan ülkelerinin bazıları sessizlikle karşılarken bazılarından İsrail’e destek sesleri yükseldi.

İsrail’in Gazze’ye yönelik 7 Ekim’de başlattığı saldırılar sonrası, bölge ülkelerinden Slovenya, insani ateşkes yapılması yönünde mesajlar verdi.

Slovenya Dışişleri Bakanı Tanja Fajon, katıldığı her üst düzey toplantıda, ülkesinin Filistin’deki sivil ölümlerine karşı olduğunu ve mutlaka insani ateşkes yapılması gerektiğini bildirdi.

Kosova ise bu sürece dahil olmamaya çalışan ülkeler arasında yer aldı. Ülkenin 2021’de İsrail ile diplomatik ilişkiler kurarak ikili ilişkilerin daha iyi noktaya taşınması ve Filistinli diplomatların, özellikle Sırbistan ziyaretleri sırasında Kosova bağımsızlığına karşı verdikleri demeçler, Kosova’nın bu şekilde tutum almasında önemli rol oynadı.

Kosovalı liderler sosyal medya paylaşımı dışında İsrail’in Filistin’e saldırılarına yönelik açıklama yapmadı. Kosova Cumhurbaşkanı Vjosa Osmani ve Başbakan Albin Kurti, “Hamas’ın 7 Ekim’de İsrail’e yaptığı saldırıyı” kınadı.

Osmani, İsrail’in Gazze’deki el-Ehli Baptist Hastanesine düzenlediği saldırının sonuçlarını “yıkıcı” olarak nitelendiren bir paylaşımda da bulunurken Kurti de Gazze’de kötüleşen insani duruma çözüm bulunması yönünde Batılı liderlerin çağrısını destekledi.

Ülkenin başkenti Priştine’de 3 kez, Prizren şehrinde ise bir kez az sayıda katılımcıyla Filistin’e destek gösterisi düzenlendi.

Kosova ile İsrail milli futbol takımları arasında 12 Kasım’da Priştine’de oynanan maç öncesinde şehrin merkezinde “Özgür Filistin” yazılı Filistin bayrağı açıldı. Kosova polisi, maçın sorunsuz geçmesi için sıkı güvenlik önlemleri alındığını duyurarak stadyum içi ve çevresinde, her türlü gösteri, ırkçı, yabancı düşmanı, siyasi, dini malzemenin bulundurulmasını yasakladı.

Bosna Hersek halkından Filistin’e destek

Bosna Hersek’teki karmaşık siyasi yapısı dolayısıyla İsrail’in Filistin’e yönelik saldırılarında fikir ayrılıkları yaşandı. Ülkedeki Boşnak siyasiler daha çok çatışmaların durdurulmasından yana açıklamalar yaparken Sırp ve Hırvat yetkililer İsrail yanlısı görüş bildirdi.

Başta başkent Saraybosna’da olmak üzere ülkenin birçok şehrinde Filistin’e destek gösterileri düzenlendi. Saraybosna’daki gösterilere on binlerce kişi katılarak Filistin halkına destek mesajı gönderdi.

Karadağ ve Sırbistan sessiz kalmayı tercih etti

Yeni bir hükûmete sahip olan Karadağ, sessiz kalmayı tercih eden ülkeler arasında yer aldı. Ülkede İsrail’in saldırılarına yönelik devlet düzeyinde hiçbir açıklama gelmedi.

Buna rağmen başkent Podgoritsa’da yüzlerce kişinin katıldığı Filistin’e destek gösterileri düzenlendi.

Diğer bir Balkan ülkesi Sırbistan da duruma sessiz kaldı. Sırp yetkililerden çatışmalara ve İsrail’in Filistin’e yönelik saldırılarına yankı uyandıracak açıklamalar gelmedi.

Ülkenin başkenti Belgrad’da küçük çaplı Filistin’e destek gösterileri düzenlenirken Müslümanların çoğunlukta olduğu Sancak bölgesindeki Novi Pazar şehrindeki gösterilere on binlerce kişi katıldı.

Hırvatistan’dan İsrail’e tam destek

Hırvatistan, Balkanlarda 7 Ekim’den bu yana İsrail’e açık şekilde tam destek veren tek ülke oldu. Ülkeden katı bir şekilde İsrail’in yanında olunduğu ve İsrail’in kendini savunma hakkı bulunduğu yönünde açıklamalar geldi.

28 Ekim’de Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulunda “Gazze’de ateşkes çağrısı” karar tasarısına da “hayır” oyu kullanan ülkeler arasında yer aldıktan sonra Hırvatistan’a yönelik baskılar arttı.

Dışişleri Bakanı Gordan Grlic Radman baskıların ardından yaptığı açıklamada, “insani arayı desteklediklerini ve sivil ölümlerine karşı olduklarını” kaydetti.

“Batı’nın bölgede satmaya çalıştığı söylemin halkın arasında hala yayılmadığını görüyoruz”

Uluslararası Saraybosna Üniversitesi (IUS) Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Görevlisi Jahja Muhasilovic, İsrail’in Filistin’e yönelik saldırılarına ilişkin görüşleri “siyasilerin ve halkın tavrı” şeklinde ikiye ayırmak gerektiğini söyledi.

Muhasilovic, “Siyasi olarak bakıldığı zaman, İsrail’e tam destek veren Hırvatistan’ı görüyoruz. Bu tutumun Balkanların siyasi olarak hala ‘Batı’ya muhtaç olduğu ve Batı’nın güvenlik şemsiyesi altında kalmayı tercih ettiği’ şekilde yorumlayabiliriz.” diye konuştu.

Hırvatistan başta olmak üzere Balkan ülkelerinin çoğunun Batı’dan birtakım beklentileri olduğu için bağımsız bir tavır sergileyemediğini ifade eden Muhasilovic, “ABD’yi takip etmek zorunda kalan Balkan ülkeleri sessiz kalmayı tercih etti. Bu durum tamamen Batı’ya entegre olma isteği için yaşanıyor.” dedi.

Muhasilovic, Balkanlarda devlet düzeyinde sessiz kalınmasına rağmen, bölge halklarının Filistin halkını desteklediğini ifade ederek “Özellikle İsrail sivilleri katletmeye başladığı andan itibaren halkın desteğinin Filistin’e kaydığını gördük. Bölge ülkelerde Filistin’e destek gösterileri düzenlendi.” değerlendirmesinde bulundu.

Balkanlarda siyasilerin ve halkın İsrail’in Filistin’e yönelik saldırıları hususunda fikir ayrılığına düştüğünün altını çizen Muhasilovic, “Batı’nın bölgede satmaya çalıştığı söylemin halkın arasında hala yayılmadığını görüyoruz. Halkın bu konuda Batı’yı takip etmediğini ve bu da Batı’nın bölge halkı için güvenini kaybettiğinin göstergelerinden bir tanesidir.” ifadelerini kullandı.

İsrail’in Gazze’yi işgalinde son durum

Hamas’ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, 7 Ekim sabahı, İsrail’in “Filistinlilere ve başta Mescid-i Aksa olmak üzere kutsal değerlerine yönelik sürekli ihlallerine karşılık verme” gerekçesiyle kapsamlı saldırı düzenlerken İsrail ordusu da Gazze Şeridi’ne yoğun hava bombardımanı başlattı.

İsrail’de 7 Ekim’deki saldırılarda 310’dan fazlası asker olmak üzere 1200 İsraillinin öldüğü, 5 bin 132 kişinin yaralandığı duyuruldu. İsrail ordusuna göre, 7 Ekim’den bu yana Gazze’deki çatışmalarda 70, Lübnan sınırında da 6 İsrail askeri öldürüldü.

Gazze’deki hükümete göre, 7 Ekim’den bu yana Gazze Şeridi’nde İsrail saldırılarında öldürülen Filistinlilerin sayısı 6 bin 150’den fazlası çocuk ve 4 binden fazlası kadın olmak üzere 15 bini aştı.

İşgal altındaki Batı Şeria ve Kudüs’te de 7 Ekim’den bu yana İsrail güçleri ve Yahudi yerleşimcilerin saldırılarında 248 Filistinli hayatını kaybetti.

İsrail ordusu, Gazze’de on binlerce yaralı ile sivilin sığındığı onlarca hastaneyi zorla tahliye ettirmek için yerleşkelerini ya da ana binalarını vurdu. İşgal sırasında bazı hastaneleri bastı. Saldırılarda yüzlerce kişi öldü ve yaralandı.

İsrail ordusunun 8 Ekim’den bu yana Lübnan’ın güneyine yönelik saldırılarında 22 sivil hayatını kaybederken, Hizbullah ile sınırda girdiği çatışmalarda ise 86 Hizbullah mensubu öldü.

Hamas ile İsrail arasındaki esir takası mutabakatı

İsrail ile Hamas arasındaki çatışmalara 4 gün “insani ara” verilmesine ilişkin uzlaşma, 24 Kasım Cuma günü saat 07.00’de (TSİ 08.00) uygulamaya girmiş ve daha sonra 3 gün daha uzatılmıştı.

İsrail ile Hamas arasında varılan esir takası mutabakatı çerçevesinde Gazze Şeridi’nden 81 İsrailli esir, İsrail hapishanelerinden de 240 Filistinli esir serbest bırakıldı.

İsrail ordusu dün sabah “insani aranın” sona ermesinin hemen ardından Gazze Şeridi’ne yönelik saldırılarını yeniden başlattı.








AA

Read Previous

Batı’nın karanlık tarihi mirası, Afrika’da köle ticareti

Read Next

Kral Charles’tan Sunak’a Yunanistan mesajı