Kuzey Makedonya’da faaliyet gösteren Uluslararası Balkan Üniversitesi (IBU) tarafından Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yıl dönümü etkinlikleri kapsamında “Cumhuriyetin 100. Yılında Türkiye ve Balkanlar: Ortak miras, kültür ve gelecek” başlıklı konferans düzenlendi.
IBU’nun başkent Üsküp’teki kampüsünde gerçekleşen konferansa, Türkiye’nin Üsküp Büyükelçiliği Müsteşarı Muhammed Çelikkaya, IBU Yönetim Kurulu üyeleri, ülkedeki Türk kurum ve kuruluşların temsilcileri, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.
Konferansta, “Marko Cepenkov” Folklor Enstitüsü araştırmacılarından Dr. Aktan Ago’nun moderatörlüğünde, Kuzey Makedonya Ulusal Tarih Enstitüsü Müdürü Dragi Gjorgiev sunum yaptı.
İBU Rektörü Prof. Dr. Lütfi Sunar, programın açılışında yaptığı konuşmada, 100 yıl denildiğinde yeni kurulmuş bir ülkeden bahsedilemeyeceğini, 100 yılın öncesinde yüzyıllara varan bir tarihin yenilenmiş bir versiyonundan bahsedebileceklerini söyledi.
1923’ü savaşların sona erdiği ve ülke için barışın başladığı tarih olarak nitelendirebileceklerini aktaran Sunar, Türkiye Cumhuriyeti’nin, öncesindeki Türk devletlerin bir devamı olarak kurulduğunu, kökü binlerce yıl geriye giden bir devlet geleneğinin son temsilcisi olarak sayılabileceğini ifade etti.
Konferansın başlığının önemine değinen Sunar, “Burada, Üsküp’te Türkiye’den gelmiş yüzlerce öğrencisiyle, Türkiye’den neşet etmiş bir kurum olarak, biz Balkan Üniversitesi olarak bu ortak gündemin, ortak geçmişin tam anlamıyla bir nişanesiyiz.” dedi.
Sunar, üniversite olarak Balkanlar’daki milletler ile Türk milleti arasındaki bağları güçlendirmeye ve bu anlamda da daha güçlü bir birliktelikle ortak bir dünyanın, ortak bir barışın inşasına katkı vermeye devam edeceklerini vurguladı.
Gjorgiev de konferansta yapacağı konuşma hakkında gazetecilere verdiği demeçte, bu konferansta katılımcı olarak bulunmaktan onur duyduğunu çünkü Osmanlı mirasının tüm Balkan coğrafyası için gerçekten büyük bir öneme sahip olduğunu düşündüğünü dile getirdi.
Osmanlı’nın, Roma ve Bizans’ın ardından sırasıyla bölgede var olan “üçüncü miras” olduğunu söyleyen Gjorgiev, insanların bugüne en yakın olan Osmanlı mirasını hatırladığını, bu yüzden bu mirasın bugün Balkanlar’da ve bu topraklarda yaşayan tüm halklar için son derece önemli olduğunu belirtti.
Bu mirasın, Kuzey Makedonya için önemine değinen Gjorgiev, bu topraklarda 500 yıl boyunca güçlü bir hoşgörü boyutuna sahip çok etnikli ve çok kültürlü bir topluma örnek oluşturduğunu söyledi.
Osmanlı İmparatorluğu’nun son on yıllarında bu hoşgörünün bazı dış faktörlerden etkilendiğini kaydeden Gjorgiev, “(Osmanlı)Ancak Pax Ottomana yani Osmanlı Barışı aracılığıyla o hoşgörüyü koruma ve etnik, dilsel ve dinsel açıdan karışık toplumların nasıl davranması ve bu toplumu korumaları konusunda günümüze güçlü mesajlar iletmiştir.” dedi.
Konferanstaki sunumuna Türkçe giriş yapan Gjorgiev, daha sonra Makedonca olarak devam etti.