Yunanistan’ın azınlık okullarını kapatmasının, Batı Trakya Türklerinin tarihi anlaşmalardan doğan anadilde eğitim ve okul açma haklarının ihlali olduğu ve azınlık okulu çalışanlarının geleceğini riske attığı belirtiliyor.
Türkiye Cumhuriyeti 65. Hükümet Başbakan Yardımcısı, TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkanlığı ve AK Parti Bursa Milletvekilliği de yapan Batı Trakya kökenli siyasetçi Hakan Çavuşoğlu, AA muhabirine, Yunanistan’da azınlık okullarının kapatılmasının sonuçlarını değerlendirdi.
Çavuşoğlu, Batı Trakya’da 1926’da 307 azınlık ilkokulu varken son olarak 19 Temmuz’da Rodop’ta 7, İskeçe’de 2 Türk azınlık ilkokulunun kapatılmasıyla eğitim veren ilkokul sayısının 90’a düştüğünü belirterek, “Okulların kapatılması, eğitim sektöründeki iş gücü ve istihdam açısından da olumsuz sonuçlara yol açıyor. Bölgedeki öğretmenler, personel ve diğer ilgili kişiler işsiz kalacak ve ekonomik göçe zorlanacak.” dedi.
Batı Trakya’daki Müslüman Türk okullarının kapatılmasının Yunanistan’ın azınlık haklarına saygı göstermediğinin açık göstergesi olduğunu kaydeden Çavuşoğlu, ülkede tüm uluslararası anlaşmalara aykırı şekilde okulların kapatılması ve Türkçe müfredatın kısıtlanması yönündeki müdahalelerin devam ettiğini söyledi.
“Eğitimde fırsat eşitliği ilkesinin ihlali, diğer toplum üyeleri arasında hoşnutsuzluğa neden olur”
Çavuşoğlu, eğitimin, azınlıkların sosyal, kültürel, ekonomik ve siyasal açıdan güçlenmesi için temel araçlardan olduğuna dikkati çekerek, Batı Trakya Türkleri için eğitimin kendi kültürel miraslarını, dil ve geleneklerini gelecek nesillere aktarmalarının en önemli unsurlardan olduğunu vurguladı.
Okulların kapatılmasının toplumda hoşgörüsüzlük ve ayrımcılığın artmasına yol açabileceği uyarısında bulunan Çavuşoğlu, “Eğitimde fırsat eşitliği ilkesinin ihlali, diğer toplum üyeleri arasında hoşnutsuzluğa neden olur ve toplumsal huzuru tehdit edebilir.” görüşünü paylaştı.
Çavuşoğlu, Batı Trakya dahil Yunanistan genelinde 2011-2012 ders yılından itibaren okul öncesi azınlık öğrencilerinin yalnızca Yunanca faaliyet gösteren anaokullarına gitmeye zorlandığını anımsatarak, “Bu uygulama açık bir asimilasyon politikasıdır. Ülkede aileyi, toplum temsilcilerini ve kurumları dışlayan her karar, Lozan Antlaşması’ndan doğan azınlık haklarının ihlalidir.” diye konuştu.
Batı Trakya’daki Müslüman Türk azınlığa ait okulların sayısının artırılması ve bu eğitim kalitesinin yükseltilmesiyle eğitimde fırsat eşitliği sağlanacağına işaret eden Çavuşoğlu, “özel azınlık eğitim kurumlarının” kurulmasına yönelik engellerin kaldırılması gerektiğinin altını çizdi.
Çavuşoğlu, Batı Trakya’daki Müslüman Türk okullarının kapatılmasının birçok olumsuz sonucu olacağına dikkati çekerek, şunları dile getirdi:
“Olumsuz etkiler eğitim, kültürel kimlik, toplumsal uyum, ekonomik ve sosyal etkilerle insan hakları gibi alanlarda kendini gösterebilir. Azınlık okullarının kapatılması, Müslüman Türk öğrencilerin toplumsal uyum ve entegrasyonunu zorlaştırabilir. Azınlık okulları, öğrencilere kendi kültürel değerleriyle toplum içinde var olma ve diğer toplum üyeleriyle etkileşim kurma fırsatı sunuyor. Müslüman Türk azınlığın eğitim haklarının korunması için toplumsal farkındalığın artırılması önemli. Kampanyalar, seminerler ve etkinlikler aracılığıyla toplumda azınlık haklarına ve eğitim haklarına ilişkin farkındalık oluşturulmalı.”
Türkiye ve Yunanistan ilişkilerindeki olumlu gelişmeler azınlığı doğrudan etkiliyor
Batı Trakya’daki tüm azınlık ilkokullarında, 1954’te çıkarılan 3065 sayılı yasayla “Türk İlkokulu” ifadesinin yer alması zorunluğu getirilmesine karşın müfredattaki Türkçe derslere bile müdahale edildiğini aktaran Çavuşoğlu, bu uygulamaların, Batı Trakya Müslüman Türk azınlığının özerk olan eğitim sistemine açık müdahale olduğunu ifade etti.
Çavuşoğlu, Türk ve Yunan ilişkilerdeki iyileşmenin Türk azınlığı doğrudan etkilediğine değinerek, sözlerini şöyle tamamladı:
“1999 depreminden sonra dönemin dışişleri bakanları İsmail Cem ve Yorgos Papandreu yakınlaşması neticesinde Gümülcine Celal Bayar Azınlık Lisesi ek binası yapıldı. Bu sayede okulun eğitim kapasitesinde büyük artış sağlandı. Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığın haklarının korunmasında Türkiye garantör devlet. Türkiye ile Yunanistan, Batı Trakya’da yaşanan sorunların çözümünde iyi komşuluk ilkesi çerçevesinde barışçıl ve yapıcı bir tutum sergileyerek tüm çevre ülkelere de örnek olabilir. Türkiye ile Yunanistan arasında doğrudan diyalog mekanizmalarının geliştirilmesi, iki ülke arasındaki ilişkilerin güçlenmesine, sorunların çözümüne ve bölgesel istikrarın artırılmasına katkı sağlayabilir.”
AA