Avrupa Enerji Depolama Derneği Genel Sekreteri Clerens, enerji depolama sistemlerinin öneminin arttığını belirterek, “Avrupa’da enerji depolama yatırımı gerçekleştirmeyen ülkeler, elektrik kesintisi ve yüksek faturalara maruz kalabilir.” dedi.
Avrupa Enerji Depolama Derneği Genel Sekreteri Patrick Clerens, AA muhabirine yaptığı açıklamada, tüketicilerin karşılaştığı maliyetler konusunda enerji depolama sistemlerinin kritik rol oynayacağını söyledi.
Gelecek 10 yılın sonuna kadar Avrupa’nın daha fazla enerji depolama yatırımı baskısıyla karşı karşıya kalacağına işaret eden Clerens, “Avrupa’da yenilenebilir enerjiden elektrik üretiminin yaygınlaşması, şebeke darboğazlarının çözülmesi, elektrik iletim tıkanıklığının giderilmesi ve şebekenin dengelenmesi adına üretimin durdurulması gibi sorunların giderilmesi için depolama yatırımlarının gerçekleştirilmesi gerekiyor. En kötümser senaryoya göre, Avrupa’da yeterli enerji depolama yatırımı gerçekleştirmeyen ülkeler, elektrik kesintisi ve yüksek faturalara maruz kalabilir.” diye konuştu.
Clerens, enerji depolama sistemleri sektöründe çeşitli nedenlerle çok güçlü ve hızlı bir büyüme gerçekleşeceğini ifade ederek, “Öncelikle, piyasa büyüyüp teknolojik gelişmeler arttıkça ve maliyetler geriledikçe talep çok hızlı yükselecek, bu da kurulumları hızlandıracak. Ayrıca Avrupa ülkeleri fosil yakıtlara bağımlılıklarını azaltmak ve karbon hedeflerine ulaşmak için enerji depolama sistemlerine yoğunlaşacak. Böylece politik ve hukuki süreçler hızlandıkça uzun süreli depolama seçenekleri de dahil olmak üzere bu sistemler için uygun yatırım ortamları oluşacak. Sonuç olarak 2030’a kadar 100-150 gigavatlık depolama ihtiyacı öngörüsü bile yetersiz kalabilir. Önümüzdeki yıllarda depolama sistemleri oldukça rekabetçi çözümler olarak karşımıza çıkacak.” değerlendirmesinde bulundu.
Batarya teknolojilerinde de yeni bir dönme girildiğini vurgulayan Clerens, “Şu anda piyasada lityum iyon teknolojiler hakim. İlerleyen yıllarda yeni teknolojilerin ticarileşmesiyle daha uzun süreli depolama çözümleri de sunan teknolojilerin ön plana çıkması beklenebilir. Bunlar arasında akış pilleri, termal enerji depolama, basınçlı hava depolama sistemleri ve likit hava depolama sistemleri sayılabilir.” ifadelerini kullandı.
“Batarya sektörüne yapılacak yatırımlar artacak”
Rolls-Royce Solutions GmbH Sürdürülebilir Enerji Birimi Başkanı Andreas Görtz de batarya depolama sistemlerinin elektrik üretim ve tüketim aşamalarında kullanılmaya uygun olduğunu belirterek, “Temel olarak yenilenebilir kaynaklardan üretimin yüksek olduğu elektrik şebekelerinde sistemi dengelemek için enerji depolama sistemleri kritik öneme sahiptir. “Depolama sistemleri, yenilenebilir enerjiye destek olmanın ötesinde kullanıcı ve şebekeye hayati katkılar sunması nedeniyle yaygınlığı arttıkça önemi de artacak bir döngüye sahip.” diye konuştu.
Depolama sistemlerinin sanayi işletmeleri, elektrik üretim tesisleri ve mesken kullanıcıları için de çeşitli çözümler sunduğunu ifade eden Görtz, “Depolama sistemleri özellikle işletmeler için elektrik üretiminde katkı sunuyor. Depolama, doğal gaz veya dizelle çalışan ısı ve güç üretimi sistemlerinin yakıt tüketimi ve maliyetinin düşürülmesine yardımcı oluyor. İşletmenin elektrik talebinin en yoğun olduğu zamanda elektrik arzı sağlayarak pik traşlaması sağlar. Ayrıca elektrik fiyatlarının en yüksek olduğu zaman dilimlerinde arz imkanı sağlayarak işletmede elektrik faturasının düşürülmesini sağlıyor.” dedi.
Görtz, batarya sektörüne yapılacak yatırımların gelecekte artış göstereceğini belirterek, “Bu sistemler fazla enerjinin depolanmasını sağlayarak elektriğin gerektiği zaman şebekeye sunulmasını mümkün kılıyor. Ayrıca, hızlı elektrik arzı ve frekans ihtiyaçlarına cevap vererek şebekenin dengelenmesine katkıda bulunuyor. Özellikle sanayi ve işletmeler için gaz yakan bir üretim tesisi yerine lityum iyon batarya sistemi kullanmak sermaye giderlerinde yüzde 30, işletme giderlerinde ise yüzde 40 tasarruf sağlıyor.” ifadelerini kullandı.
AA