Türkiye Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu, “Spor ülkesi olarak spor markasını geliştirirken doping, yapısal ve fiziksel yetersizlikler, sporda şiddet, ırkçılık ve yolsuzluk gibi konularla mücadeleyi en güçlü şekilde sürdürüyoruz.” dedi.
Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu, Antalya’nın Serik ilçesi Belek Turizm Merkezi’ndeki bir otelde “Herkes için sporu yeniden düşünmek: bireyin sağlığı, yaşamı ve hayalleri için emsalsiz bir destek” ana temasıyla gerçekleştirilen Avrupa Konseyi 17. Spordan Sorumlu Bakanlar Konferansı’nda yaptığı konuşmada, Avrupa’nın en büyük genç nüfusuna sahip ülkenin bakanı olarak spor bakanlarını Antalya’da misafir etmekten memnuniyet duyduğunu söyledi.
Yeni tip koronavirüs salgını nedeniyle uzun süredir bir araya gelemediklerini anımsatan Kasapoğlu, Avrupa Konseyinin ilkeleri, değerleri ve kararlarıyla, Avrupa coğrafyasının bir cazibe merkezine dönüşmesinde her zaman önemli rol oynadığını dile getirdi.
Kasapoğlu, Türkiye olarak insan hakları, hukukun üstünlüğü, demokrasi ekseninde bir idealler topluluğu olan Avrupa Konseyinin kurucu üyesi olmaktan, bir parçası olmaktan büyük mutluluk ve gurur duyduklarını belirtti.
Türkiye’nin, Avrupa ile Asya’yı, farklı medeniyetleri buluşturan konumuyla, tarih boyunca farklı kültürlerle yoğun etkileşim içinde bulunulmasını sağladığını belirten Kasapoğlu, bu sayede çok renkli, birbirini tamamlayan, bütünleştiren kültür mozaiklerinin dünya tarihinde sahne aldığını vurgulayarak, “Bu ortak kültür ve tarih birliği bizi ortak geleceğe hazırlayan en büyük mirasımızdır. Spor politikalarımızın, mevzuatımızın ve uygulamalarımızın uluslararası kabul görmüş standartlarda yürütülmesini çok önemsiyoruz. EPAS’a (Genişletilmiş Kısmi Spor Anlaşması) 2020 yılında üye olduk. Avrupa Konseyi ile ilişkilerimizin spor alanında geldiği seviye memnuniyet verici. Avrupa ülkeleriyle spor alanında sahip olduğumuz güçlü iş birliğimizi ve iletişimimizi, tecrübe ve iyi uygulamaların paylaşımı açısından son derece önemsiyoruz.” diye konuştu.
“Spor diplomasisi de kamu diplomasisinin önemli araçlarından biridir”
EPAS’ın, sporu toplumsal yararla, bütün insanlığın iyi oluşuyla ve evrensel değerlerle birleştirmeye yönelik çabalarını takdirle izlediğini aktaran Kasapoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“EPAS’ın, spor alanında Avrupa ölçeğinde kurduğumuz iş birliklerini pekiştiren bir çerçeve sunduğunu ve Avrupa’da sportif standartların geliştirilmesi açısından olumlu sonuçlar verdiğini memnuniyetle gözlemliyorum. Bundan sonra da Avrupa’nın bir parçası olarak spor alanındaki katkılarımızı proaktif bir şekilde sürdürmeye devam edeceğiz. Günümüzün iletişimi, devletlerden bireylere doğru içerecek şekilde genişlemektedir. Kamu diplomasisi bu genişlemenin bir sonucudur. Spor diplomasisi de kamu diplomasisinin önemli araçlarından biridir. Spor, yüzyılın en önemli güç dinamiklerinin başında gelmektedir. Spor, insanlığın ortak dili olarak bugün karşı karşıya kaldığımız zorlukların aşılması için önemli bir araç, rehber niteliğindedir.”
Bakanlık olarak tesisleşmeye ve fiziki imkanları geliştirmeye büyük önem verdiklerinin altını çizen Kasapoğlu, “Bu sayede sporun tüm toplumsal gruplar için erişilebilir olmasına artırmak ve sağlamak konusunda da pek çok imkanı her geçen gün geliştiriyoruz. Buradaki esas amaçlarımızdan biri uluslararası sisteme entegre bir ülke olarak toplum grupları arasındaki fırsat eşitliğini sağlamaktır. Spor ülkesi olarak spor markasını geliştirirken doping, yapısal ve fiziksel yetersizlikler, sporda şiddet, ırkçılık ve yolsuzluk gibi konularla mücadeleyi en güçlü şekilde sürdürüyoruz. Avrupa Konseyi çatısı altında spor yönetimi alanındaki iş birliklerimizi güçlendirmek hepimiz için öncelikli bir hedef olmalıdır.” ifadelerini kullandı.
Bu yılın başında Avrupa Konseyi’nin temsilcisi olarak WADA Mütevelli Heyetindeki görevine başladığını anlatan Kasapoğlu, şunları söyledi:
“Nisan ayında düzenlenen ‘Barış için Temiz Spor’ kampanyasında Türkiye, en aktif ülke olarak en üst sırada yerini aldı. Futbol maçlarında ve diğer spor müsabakalarında bütüncül emniyet, güvenlik ve hizmet yaklaşımı üzerine Avrupa Konseyi Sözleşmesi’nin denetim mekanizması olarak kurulan ‘Spor Müsabakalarında Emniyet ve Güvenlik Komitesinin ilk ülke izleme ziyareti, 2023 yılının ilk çeyreğinde Türkiye’ye yapılacak. Sporda yolsuzluk ile mücadele konusunda uluslararası statüdeki tek anlaşma özelliği taşıyan ‘Spor Müsabakalarının Manipülasyonu Üzerine Avrupa Konseyi Sözleşmesi’ yani Macolin Sözleşmesi de bu konferans sırasında imzalanacak. Böylece Türkiye, mücadelesine güç katacak ve kararlılığını uluslararası kamuoyunda net bir biçimde ifade edecektir.”
Dil, din, ırk, cinsiyet, milliyet, yaş, ekonomik durum farklılıklarını aşan evrensel ve etik bir spor idealinin sporda insan haklarının gözetilmesi ve uygulanması bakımından kilit taşı olduğuna dikkati çeken Kasapoğlu, “Bu itibarla, spor yapmanın bir insan hakkı olarak tanınması doğrultusundaki çalışmaların desteklenmesi gerektiğine inanıyorum. Bütün spor dallarında insan haklarını yetkin bir şekilde korumak doğrultusunda adımlar atmak için üzerimize düşen sorumlulukların farkındayız.
Bu konudaki bütün girişimleri gerek EPAS gerek ikili ilişkiler çerçevesinde müşterek pratiklere dönüştürmek konusunda istekliyiz. Sporla ilgili bütün hukuki mekanizmaların değerlendirmelerinde, insan haklarını gözetmelerini önemsiyoruz.” ifadelerini kullandı.
“Görüş ayrılıklarımız yerine ortak hedeflere odaklanmalıyız”
Gençliğin dinamizmi ve sporun birleştirici gücünün Avrupa kıtasının cazibe merkezine dönüşmesinde ana enstrümanlar olarak daima ön planda yer aldığını kaydeden Kasapoğlu, “Gelecek projeksiyonlarımızı bu iki temel değer üzerinden kurgulamanın yeni yollarını keşfetmek durumundayız. Yeni fırsat alanları oluşturmalı ve onları en iyi şekilde değerlendirebilmenin gayreti içinde olmalıyız. Hep birlikte ortaya koyacağımız iradenin ülkelerimize güç kazandırmasını ve bu ideale yönelik inancımızı ve tutkumuzu daima canlı tutmalıyız. Görüş ayrılıklarımız yerine ortak hedeflere odaklanmalıyız. Birlikte atacağımız güçlü adımların, sporu çok daha kapsayıcı ve insan hakları çerçevesindeki uluslararası normlarla daha uyumlu bir şekilde yaklaştıracağını inanıyorum.” değerlendirmesinde bulundu.
Kasapoğlu, konferansın, sporun gelecek vizyonunu yapılandıran kararlara bir kez daha sahne olacağını ifade etti.
Buric: “Spor dünyasına katılmak isteyen bütün bireylere ulaşmak istiyoruz”
Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Marija Pejcinovic Buric de toplantıda demokrasi ve hukuk devleti kurallarının birçok yerde çökmekte olduğu ve Ukrayna’ya karşı yasa dışı saldırının düzenlendiği bugünlerde insanların iyi örneklere odaklanması ve barışın kapsayıcılığını öne çıkarması gerektiğini belirtti.
Konferansın özünün herkes için spor olduğuna dikkati çeken Buric, sporun herkes için temel bir hak olduğunu, ayrımcılığa izin verilmemesi gerektiğini dile getirdi.
Sporda şiddetin önlenmesi için çalıştıklarını aktaran Buric, sporda nefret söylemleri ile de mücadele ettiklerini söyledi.
Buric, konferansta göçmenlerin spor ortamına katılmaları konusunun kapsayıcı bir şekilde ele alınacağına dikkati çekerek, “Göçmenlerin mültecilerin toplumumuza entegre olmaları noktasında engelleri de kaldırmamız gerekiyor. Spor dünyasına katılmak isteyen bütün bireylere ulaşmak istiyoruz.” şeklinde konuştu.
Avrupa Konseyi Parlamenter Asamblesi üyesi Linda Hofstad Helleland ise sporun, ülkeleri çok daha güçlü toplumlar haline getireceğini ve ülkeleri birleştireceğini belirtti.
Cinsiyet ve sosyal ekonomik statüyü dikkate almaksızın yapılan sporun, sosyal bütünlüğe ve entegrasyona katkı sağlayacağını aktaran Helleland, ayrımcılığa ve şiddete karşı da mücadele edilmesi gerektiğini vurguladı.