Arnavutluk’un başkenti Tiran’da 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü etkinlikleri kapsamında 15 Temmuz Derneği Başkanı İsmail Hakkı Turunç ile söyleşi programı düzenlendi.
Türkiye’nin Tiran Büyükelçiliği himayelerinde Türkiye Maarif Vakfı (TMV) tarafından vakfa ait New York Tiran Üniversitesinde (UNYT) düzenlenen etkinliğe Türkiye’nin Tiran Büyükelçisi Tayyar Kağan Atay, ülkedeki Türk kurum ve kuruluşların temsilcileri, araştırmacılar ve öğrenciler katıldı.
Büyükelçi Atay, burada yaptığı konuşmada, 15 Temmuz anma programları kapsamında çeşitli etkinliklere katıldığını anımsatarak başarısız darbe girişiminin üzerinden geçen 6 yılda Türkiye’nin terör örgütü ile hem yurt içinde hem de yurtdışında mücadelesine devam ettiğini söyledi.
FETÖ’nün Türkiye’de omurgasını yitirdiğini, yurt dışındaki yapısını kullanarak ayakta kalmaya çalıştığını anlatan Atay, “Bu nedenle FETÖ’nün ulusal güvenliklerine ve anayasal düzenlerine yönelik oluşturduğu tehdide karşı biz dostlarımızı bilinçlendirmek için yurt dışında mücadelemizi sürdürüyoruz ve sürdürmeye de özel önem veriyoruz.” diye konuştu.
Arnavutluk’un başta eğitim ve sağlık sektörlerinde olmak üzere FETÖ’nün hala endişe verici varlığını sürdürdüğü ülkelerden biri olduğuna işaret eden Atay, şu ifadeleri kullandı:
“Türkiye olarak biz dostlarımızın bizim yaşadığımız acıları tecrübe etmemeleri için bu yeni nesil uluslararası terör ve istihbarat örgütünün gerçek yüzünü ifşa etmeye kararlılıkla devam edeceğiz. Bu uluslararası terör ağına karşı sivil ve demokratik zaferin 6. yılını anarken FETÖ’nün gerçek ve karanlık yüzü hakkında Arnavutluk kamuoyunda artan bir farkındalık yaşanacağına da büyükelçi olarak içtenlikle inanıyorum.”
Turunç da söyleşi kapsamında yaptığı konuşmada, FETÖ’nün darbe girişiminde şehit olan 252 kişinin arasında 18 yaşından küçüklerin de olduğunu anımsattı.
Darbe gecesi ile ilgili başta Balkanlar olmak üzere farklı ülkelerden insanların kendilerini aradıklarını söyleyen Turunç, şunları kaydetti:
“Bu darbe yalnız Türkiye’ye yapılmadı, yalnızca Cumhurbaşkanı’mıza yapılmadı, yalnızca meşru hükümete yapılmadı. Türkiye’nin sahip çıktığı o hinterlanttan hepsini hedef aldılar. Dolayısıyla biz orada kendi adımıza, kendi binamızı, arabamızı, fabrikamızı, tarlamızı, bağımızı kurtarmak adına dikilmedik orada onların karşısına. Yeryüzünde bizimle aynı gönül dünyasını paylaşan, gönlümüz aynı olan, aynı bakış açısı olan, dünyayı aynı yorumlayan, ileriye dönük dünyaya dönük güzel projeleri olan insanlar olarak, sizin de ayakta kalmanız için bizim orada canımızı feda etmemiz gerekiyordu, ettik.”
AA