Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, NEST Kongre Merkezi’nde düzenlenen “Antalya Diplomasi Forumu”ndaki konuşmasına kendisini dinleyenleri selamlayarak başladı.
Libya halkının da benzer şekilde yıllar süren acılı bir dönemden geçtiğini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
“Birleşmiş Milletlerce tanınan meşru Libya hükümeti ile dayanışmamız, ülkede ateşkese, birliğe ve yeni bir başlangıca giden yolu açtı. Libya’da yaraların sarılmasına, yeniden imara, kalkınmaya yönelik desteğin bilhassa bu kritik süreçte artırılması önem arz ediyor. Çözümsüzlüğün yaşattığı sıkıntıları bugün aramızda bulunan Azerbaycan, Gürcistan ve Ukraynalı dostlarımız da tecrübe ettiler, halen de ediyorlar. Bu yükü Kıbrıs meselesi bağlamında biz zaten yıllardır taşıyoruz. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Cenevre’de sunduğu egemen eşitliğe dayalı, iki devletli çözüm önerisini destekliyoruz. Akdeniz’in bir barış, refah ve iş birliği alanı olmasını arzu ediyoruz. Tüm paydaşların katılacağı Doğu Akdeniz Konferansı önerimiz halen masadadır. Doğu Akdeniz’deki enerji kaynaklarının cepheleşme yerine iş birliğine vesile olması bizlerin elindedir. Komşumuz Yunanistan’la son dönemde yakaladığımız ivmeden memnuniyet duyuyoruz. Müttefikimiz Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa Birliği ile de olumlu çerçevesinde iş birliğimizi güçlendirmek istiyoruz.”
Eski devlet geleneğinin aynı zamanda “eski diplomasi kültürü” demek olduğuna dikkati çeken Erdoğan, “Coğrafi bakımdan Afro Avrasya ülkesi olan Türkiye’nin diplomasisi de bu üç kıtayı kuşatan geniş bir vizyonla yürütülmektedir. Avrupa ile ilişkilerimizi geliştirirken, Latin Amerika’yı Türk Dünyası ile iş birliğimizi güçlendirirken Balkanlar’ı asla ihmal etmiyoruz.” ifadesini kullandı.
Erdoğan, Müslümanlarla birlikte Musevi ve Hristiyanların da kutsal mekanlarına ev sahipliği yapan Kudüs’ün asli kimliğinin korunması gerektiğini vurgulayarak “Tarihte olduğu gibi bugün de selam yurdu olması için gayret gösteriyoruz.” dedi.
Türkiye’nin salgınla beraber vahim bir hal alan İslam düşmanlığı, yabancı karşıtlığı ve kültürel ırkçılıkla mücadelede en ön saflarda yer aldığını anımsatan Erdoğan şunları kaydetti:
“Yeniden Asya Girişimi’mizle Türk diplomasisinin ufkunu genişletirken kadim bağlarımızın olduğu Afrika ile iş birliğimizi her alanda ileriye taşıyoruz. Bu çerçevede, önce 2008 yılında İstanbul’da, ardından 2014 yılında Malabo’da olmak üzere, iki kez Türkiye-Afrika Ortaklık Zirvesi düzenledik. Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığım döneminde, bazılarını birkaç kez olmak üzere 28 Afrika ülkesini ziyaret ettim. Tarihinin en büyük devlet krizini yaşayan Somali’yi bundan tam 10 yıl önce, 2011 yılında eşimle beraber ziyaret eden ilk dünya lideri oldum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçmişinde sömürgecilik utancı bulunmayan Türkiye’nin, Afrika’nın zengin kültüründen ve birikimden istifade etmek istediğini belirterek “Salgın sebebiyle ertelemek zorunda kaldığımız 3. Türkiye-Afrika Ortaklık Zirvesi’ne inşallah eylül ayında Türkiye’de ev sahipliği yapmayı arzu ediyoruz. Önümüzdeki dönemde, pergelin bir ayağını Türkiye’ye sabitleyip diğeri ile Afrika’dan Latin Amerika’ya Pasifik’ten Asya’ya kadar tüm coğrafyalara uzanarak iş birliğimizi her alanda daha da artırmayı ümit ediyoruz.” diye konuştu.
Geniş bir katılımla düzenlenen Antalya Diplomasi Forumu’nun Türkiye’nin bu ufkunu, amacını ve samimiyetini ortaya koyan en önemli girişimlerden biri olduğunun altını çizerek “Forumda siyasetçiler, akademisyenler, sivil toplum kuruluşlarının yanı sıra geleceğin liderleri olacak gençlerimizin de yer alması ayrıca anlamlıdır.” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının sonunda, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu başta olmak üzere, forumun yapılmasında emeği geçen herkese ve foruma katkı yapacaklara teşekkür etti.
Foruma, devlet ve hükümet başkanlarının yanı sıra Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ve Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy da katıldı.
AA