Balkan ülkeleri Bosna Hersek, Hırvatistan, Sırbistan, Karadağ, Kuzey Makedonya, Arnavutluk ve Kosova’da yaşayanlar, İsrail’in, işgal altındaki Doğu Kudüs ve Gazze Şeridi’nde Filistinlilere yönelik saldırılarına ve bu saldırılarda sivillerin hedef alınmasını endişeyle takip ediyor.
Bosna Hersek’in başkenti Saraybosna’da yaşayan 59 yaşındaki Sedina Milavica, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Gazze’de yaşananların Bosna Hersek’te 1992-1995’in savaş günlerini hatırlattığını belirterek, “Hiçbir insan yüreği masum sivillerin öldürülmesine kayıtsız kalmamalı. Kendi ailemizi düşünelim. Kim böyle şeyler yaşamak ister ki?” ifadesini kullandı.
Gazze’de yaşananları üzüntüyle takip ettiğini belirten 27 yaşındaki Merima Brekalovic de zulmün bir an önce son bulması çağrısında bulundu.
Hırvatistan’ın başkenti Zagreb’de yaşayan edebiyatçı Zdenko Muhar ise İsrail’e ekonomik yaptırımların uygulanması gerektiğini vurgulayarak, “Her türlü savaş ve çatışmaya karşıyım ve kınıyorum.” diye konuştu.
Bir diğer Zagrebli Hotelijer Drago, İsrail’in son derece saldırgan davrandığına işaret ederek, “İsrail tüm bunları ABD’nin koruması altında yapıyor. Saldırıların sona ermesinde Birleşmiş Milletler (BM) ve Avrupa Birliği (AB) artık bir şeyler yapmalı.” değerlendirmesinde bulundu.
Sırbistan’ın başkenti Belgrad’da yaşayan Milos Zivkovic de İsrail ve Filistin arasındaki çatışmaların yıllarca devam ettiğini belirterek, tek çözümün barış olduğunu vurguladı.
Belgradlı 19 yaşındaki Marko Maksimovic ise Gazze’den gelen görüntülerin endişe verici ve korkunç olduğunu söyledi.
Karadağlı hukukçu Milan Sekulic, çatışmaların bir an önce sona ermesinden başka çözüm yolunun olmadığına işaret ederek, uluslararası kurumlardan daha ciddi tepki beklediğini ifade etti.
Emekli Biserka Husovac da İsrail’in Filistinlileri rahat bırakması gerektiğini söylerken, Dragan Brnovic saldırıya uğrayan masum Filistinli çocuk ve kadınlara dünyanın büyük bir çoğunluğunun sırtını döndüğünü kaydetti.
Kuzey Makedonya ve Arnavutluk
Kuzey Makedonyalı Milan Avramovski, İsrail’in saldırılarını televizyondaki haberlerden takip ettiğini aktararak, bu saldırıların 21. yüzyılda hayal bile edilemeyecek bir şey olduğunun altını çizdi.
Üsküplü Beyadin Akiyat da İsrail’in saldırılarına çocukların öldürülmesini kınarken, “Tüm dünyada dikkat çekilmeli, önlemler alınmalı ve sebebin nerde olduğuna bakılmalı.” diye konuştu.
Bir diğer Üsküplü Alko, İsrail’in Filistinlilerin yaşadığı ülkeyi almasının iyi bir şey olmadığını belirterek, “Oradaki durum iyi değil. AB ve ABD, sorunun çözülmesi için yardım etmeli. Tabii ki de Arap ülkeleri de buna katılmalı çünkü onlar daha yakında bulunuyor. (Birleşik Arap Emirlikleri’nin başkenti) Dubai gibi yerler zengin ülkeler, orada bombardımana maruz kalan çocuk ve ailelere yardım etmeli, uyumamalı.” değerlendirmesinde bulundu.
Arnavutluk’un başkenti Tiran’da yaşayan Daşamir Kalaya ise İsrail ve Filistin arasındaki çatışmalar ile ilgili gelişmeleri büyük bir endişeyle takip ettiğini kaydederek, “Filistin halkı binlerce yıldır oranın yerlisi. Dünyanın birçok hükümeti satın alınmış, adaletli değiller ve İsrail ile hükümetinin tarafını tutuyorlar çünkü halkı adaletli olabilir. Bu büyük bir haksızlık.” dedi.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sesini yükselten tek lider olduğuna dikkati çeken Kalaya, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Tüm Müslümanlar, tüm liderler Erdoğan gibi ayağa kalksa İsrail kendiliğinden ölür. Bu iş erkeklik, yürek ve ruh ister çünkü onlar bizim parçamız, onlar çocuk. Hristiyan çocuklar da olsaydı biz kötü hissedecektik, öyle ki kendi topraklarında olan ve kendi hakları olan Müslüman çocuklardan bahsediyoruz”.
Andi Kolonya ise son İsrail-Filistin çatışmalarını, özellikle de İsrail’in Filistinlilere yönelik saldırılarını takip ettiğini aktararak, “İnsanlar masum ve suç işlememişler. O çocuklar masum, Allah’ın yarattıkları ve şiddet iyi değil. Sadece barış, çok daha fazla barışa ihtiyaç var.” şeklinde konuştu.
Kosova
Kosova’nın başkenti Priştine’de 70 yaşındaki emekli Ferki Munişi, “İsrailliler ile Filistinliler arasında Gazze Şeridi’ndeki savaşın eşit” olmadığını değerlendirerek, şu ifadeleri kullandı:
“15 katlı binalar bombalanıyor, yerle bir ediliyor. Bu öyle bir oyun ve ilk kez olmuyor. Dünya hiçbir tepki vermiyor. Güvenlik Konseyi kesilmesini isteyerek saçmalıyor ancak hiçbir somut şey değil.”
Suhareka kentinden Şerif Kolgeci de İsrail güçlerinin Filistinlilere yönelik Mescid-i Aksa’daki saldırılarını çirkin bir hareket olarak nitelendirerek, Filistinlilerin de karşı tarafın tepkisini provoke etmemesi gerektiğini savundu.
“Her şeyde övünen o ABD nerede?” diye soran Kolgeci, “İnsanların öldürülmemesi için neden iki ülke arasına girmedi. Kimse insanlarla ilgilenmiyor, sadece kendi cebini düşünüyor. Onların bu çatışmaya hemen müdahale etmeleri gerekiyor. Tüm o insanların öldürülmemesi, o evlerin yıkılmaması gerekiyor.” dedi.
Priştineli 70 yaşındaki yazar Reşat Sahitay da Filistinli çocuklara karşı yapılan suçların meydana gelmemesi gerektiğini ifade ederek, uluslararası toplumun açıklamalarla tepki gösterdiğini ancak etkili bir adım atmadığını aktardı.
Kosova, şubat ayında İsrail ile diplomatik ilişkiler kurmasının ardından İsrail’deki Büyükelçiliğini Kudüs’te açmıştı.
İsrail’in Filistinlilere saldırmasının ardından Kosova Diaspora ve Dışişleri Bakanlığı aracılığıyla bir mesaj paylaşmıştı.
Bakanlığın açıklamasında, “Her ülkenin olduğu gibi İsrail’in de savaşında Filistinli sivilleri rehin tutan ve sivillere 2 binin üzerinde roket atan Hamas’a karşı halkını koruma hakkına ve yükümlülüğüne sahiptir. Tüm kurbanların yasını tutuyoruz. Şiddetten uzak durmaya, şiddeti sona erdirmeye ve barışçıl çözümler aramaya davet ediyoruz.” ifadelerine yer verilmişti.
AA