İHH Mütevelli Heyeti Üyesi Ömer Faruk Korkmaz’ın “Kudüs Davamız ve İşgalin Öncüsü Oryantalizm Üzerine” başlıklı yazısını ilginize sunuyoruz.
Oryantalizmin akademiya üzerindeki etkileri Kudüs davasında ortaya çıkar. Kudüs her kesimin turnusol kağıdıdır. Rengimiz ya Kudüs’ten yana ya da suskunluktan veya zilletten yanadır. Siyonizme karşı taraf olmak veya küfretmek hadislerde ifade edilen buğzetmeye denk düşer.
Eğer zayıf iseniz bir taş dahi atamıyorsanız siyonist zulme karşı buğzetmeniz tamda bir iman göstergesidir. Sesli buğzetmek ise kalb ile iman ettiginizi lisanınızla tasdik etmektir. Buğzedecek kadar dahi amel etmeyenlerin amel imandan bir cüzdür iddialarının ise bir anlamı yoktur.
Bir yanda zulüm devam ederken meleklerin cinsiyeti üzerine felsefe yapan akıllılar, gündemi unutturarak vicdanlarını susturmaya çalışırlar. Kudüs davası eğitir farkındalık oluşturur. Çocuklarını Kudüs sevgisiyle yetiştirenler bu vatanı savunacak yiğitler yetiştirdiklerinin de farkındadırlar. Kudüs davasında bile taraf olamayanlarlar ise yarın ülkemizi işgal etmek isteyen güçler karşında da sessiz kalacaklarından hiç kimsenin şüphesi olmasın.
İşte tam da bu oryantalist faaliyetlerin meyvesini vermesinden başka bir degildir. Kudüs davası için eli kalem tutan ve yazan bir çift sözü olup söyleyen butun Kudüs dostlarından Allah razı olsun. Dualarımız, küçük çırpınışlarımız kurtuluşumuza vesile olsun inşallah.