ABD de yapılacak Başkanlık seçimlerinde, ABD Başkanı Donald Trump’ın yeniden seçilme şansı, imkanlardan daha büyük.
Rakip olarak sahnedeki Demokrat Partili aday Joe Biden’in daha ilk seçim kampanyasında sorunlara işaret ederek çözüm üretecek yerde, görevdeki Başkan Trump ile uğraşması stratejisinin, başarılı olması beklenemez.
Bu arada, medyaların güncelleştirdiği, ABD Başkan adayı Joe Biden’in, Türkiye Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı, Türkiye’nin iç-dış politikasını hedef alan 7 ay önceki skandal nitelikli konuşması, gündem oldu.
Bu video, iki ülke arası ilişkiler ışığında, medyaların da tartışma masasına oturdu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın,
Birleşmiş Milletler’de Dünyanın “5’ten büyük” olduğu uyarısının, hem demokratik, hem demokrasi karşıtı güçlerde, uyandırıcı etkisi ortada. Yankısı sürüyor.
Öyleki, ‘hesapları” zarar görebilecek küresel güçlerin, Erdogan’ı, hedefe almaları bu yüzden sürpriz sayılmaz.
Oysa, ABD’nin yeterince içte yapması, çözmesi gereken işleri var. Dünya, dönerek sürekli değiştiği gibi, hiçbir şey aynı noktada durmuyor, ne insanlar ne ülkeler, ne de politikaları.
Küresel boyutlu güçlerin, “insan hakları, demokrasi, özgürlükler, küreselleşme…” söylemlerinde gerçek samimiyetin yokluğunu, doğal olarak, zaman geçtikçe daha iyi fark ediliyor. İlgili konularda, uydurunun ardından gerçek tanılar ortaya çıkıyor, düşünceler ve tavırlar değişiyor,
Söz, ABD Başkanlık seçim kampanyasındayken, pandemi koşullarında seçmenin asıl derdi iş, aş.
Bu ndenle, seçim kampanyasında Gündem, şu anda 50 milyonu bulan işsize umut, gelecek vaat eden söylemlerle, doldurulur.
Öte yandan Dünyanın, birilerinin sınırsız zenginlik hırsı nedeniyle, ABD’de siyahi vatandaşların şiddete karşı sloganı haline gelen “Nefes Alamıyorum” (I can’t breathe!) misali, nefes almakta zorlandığını, fark etmek gerekir.
Dünyanın beklentisi, Billgeits’in “aba altında sopa göstermek” misali, uygulamalar farklı olabilse de nsan kıyımına yol açacak şiddet değil, medettir.
Tabi ki belirli dönemlerde dünya demokrasisine, özgürlükler adına ABD yönetimlerinin sunduğu destek yadsınamaz. Fakat, son yıllarda ABD’nin demokrasiye sunduğu desteğin ardından, başka ülkelerin içişlerine karıştığı müddetçe dünyaya hiçbir zaman, barış ve huzur da gelmeyecek.
Günün koşullarında-pandemi ve ekonomik kriz, yapılacak ABD Başkan seçimlerinin, demokratik kurallar içinde düzenlenmesi, demokrasinin itirazına fırsat vermemesi, ancak bir beklentidir.
Yeni ABD Başkanının Cumhuriyetçi mi, Demokrat mı olacağını, seçmen oyunun belirlemesi, umuduyla.