Türkiye’nin Tiran Büyükelçisi Yörük, “FETÖ’cüler ve FETÖ iltisaklı kişi ve grupların Türk ve İslam değerleriyle hiçbir bağlantısı yoktur.” dedi.
İletişim Başkanlığınca düzenlenen “15 Temmuz’da 15 Panel” isimli internet semineri (webinar) serisinin Arnavutluk bölümü yayınlandı.
Türkiye’nin Atina Basın Müşaviri Duygu Leloğlu moderatörlüğünde video konferans yoluyla gerçekleştirilen “Arnavutluk Kamuoyunun 15 Temmuz Darbe Girişimine Bakışı: FETÖ Faaliyetlerine Devam Ediyor mu?” konulu panele, Türkiye’nin Tiran Büyükelçisi Murat Ahmet Yörük, emekli Arnavut büyükelçi Abdi Baleta ve yönetmen yazar Armand Bora katıldı.
Büyükelçi Yörük, buradaki konuşmasında, terör örgütü FETÖ’nün 1970’li yıllardan itibaren ağlarını kurmaya başladığını söyleyerek, FETÖ’nün başlarda kendini masum insani ve eğitim hareketi olarak tanıttığını ancak daha sonra gerçek yüzünü gösterdiğinin altını çizdi.
Türk halkının 15 Temmuz gecesi ülke genelindeki şehirlerde sokaklara çıkarak küresel bir değer olan demokrasiyi savunduğunu belirterek, şöyle dedi:
“Türk halkı, demokrasi ve anayasal düzeninin korunmasının onların hakiki görevi olduğuna inanıyor. Yaklaşan tehlikenin farkında olan Türk vatandaşları, o dönemde Türk halkının çoğunluğu tarafından oylanan Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın çağrısına cevap vererek, Türkiye’nin demokrasi sistemi ve anayasal düzenini savunma noktasında canlarını feda etmede bir an bile tereddüt etmediler.”
FETÖ’nün birçok ülkede varlığının bulunduğunu söyleyen Yörük, hükümetlerin içine sızarak ekonomi, yargı ve siyasetteki etkilerini genişletmeyi hedeflediğini belirtti.
Dost halklarımız FETÖ’nün tuzaklarına düşmeyecek
15 Temmuz’dan sonra FETÖ’nün yurt dışındaki faaliyetlerle hayatta kalmayı çabaladığına işaret eden Yörük, “Biz dostlarımızı uyarmaya devam ediyoruz. Arnavutluk’ta iki buçuk yıldan fazladır görev yapıyorum. Arnavutluk’ta FETÖ’ye karşı farkındalığın arttığını gözlemledim. Özellikle son 2-3 yılda Arnavutluk toplumunun birçok kesimi bu terör ve suç örgütünün ülkedeki varlığına karşı düşüncesini duyuran ve daha uyanık oldu.” değerlendirmesinde bulundu.
Arnavut halkının 15 Temmuz gecesi, Türk halkının darbecilere karşı zafer kazanması için dua ettiklerini söyleyen Yörük, başarısız darbe girişiminin ardından da ülkedeki iktidar, muhalefet, STK ve vatandaşların Türk halkının bu direnişine yönelik destek ve dayanışmalarını ifade ettiklerini vurguladı.
FETÖ’nün iki ülke arasındaki ilişkileri zehirlemeye devam edeceğine dikkat çeken Yörük, “Ancak ne hükümetlerimiz ne de dost halklarımız FETÖ’nün bu tuzaklarına düşmeyecektir.” dedi.
FETÖ’nün her ne kadar çabalarsa iki ülke arasındaki ikili ilişkilere gölge düşüremeyeceğini dile getiren Yörük, “Onlar bir ülkede yapılandıklarında, okullar açıyorlar, işletmelerini kuruyorlar, vakıf, STK ve medya kuruluşları kuruyorlar. FETÖcüler ve FETÖ iltisaklı kişi ve grupların Türk ve İslam değerleriyle hiçbir bağlantısı yoktur. Kendi terör faaliyetlerini finanse etmek için para kazanmaya gelince, Türkiye ve İslami değerlerle çok güçlü bağları varmışçasına ifadeler kullanıyorlar.” değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye sadece kendisi için değil biz Arnavutlar için de önemlidir
Eski Arnavut Büyükelçi Baleta da 15 Temmuz darbe girişimine kadar Arnavutluk’ta “FETÖ” ifadesini duymadıkları görüşünü paylaşarak, bunu 15 Temmuz’dan sonra öğrendiklerini söyledi.
Bu tarihte Türkiye’de neler yaşandığının Arnavutluk’ta anlaşılabilmesinin zaman aldığını dile getiren Baleta, Arnavutluk’u FETÖ tehlikesine karşı uyarmasında Türkiye’nin hakkı olduğunu anımsatarak, şunları kaydetti:
“Bizim yetkililer bazen tedbir almakta isteksiz davranabiliyor. Yetkililerimiz, toplumumuz, basınımız, televizyonlarımız dünya çapındaki insan hakları savunucularının baskısı altındadır. Bu yüzden Arnavutluk’ta böyle bir durum mevcut. Ancak bu bizim Türk hükümeti ve devletinin, tedbir alma ve dostlarını tehlikeye karşı uyarma hakkını anlamadığımız anlamına gelmiyor. Bazı şeyleri yapmak ve anlamak zaman alacak. Sabırlı bir şekilde anlatma noktasında iki tarafından ortak çabalara ihtiyaç var. Bu yönde en küçük yanlış anlaşılmayı bile istemiyoruz.”
Türkiye’nin tarihinde birçok darbe ve bu yönde girişimlerin olduğunu anımsatan Baleta, “Sonuncusu bizi şaşırttı. Türkiye’de istikrarın güçlü olduğu kanaatindeyiz. Seçimlerden sonra Başbakan, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’deki yaşamın tüm alanlarında istikrar sağlamak için tedbirler aldı. Şahsen bunun tekrar yaşanacağını beklemezdim. Ama yaşandı. Klasik manada bir darbeydi. Seçilmiş hükümete karşı ordu… Ordu deyince Silahlı Kuvvetlerinin bir bölümü olduğunu biliyorum.” ifadelerini kullandı.
“Türkiye’nin sadece kendisi için değil Frnavutlar ve bölge için de önemli olduğunu dile getiren Baleta, “Balkan ülkeleri, Balkanlar dışındaki ülkeler ve NATO ülkelerinin ajansları yardımıyla FETÖ riskinin ikiye katlanacağından korkuyorum. Arnavutluk’ta Arnavut ve Türkler arasındaki iyi ilişkileri bozmaya çalışan birçok kişi var.” diye konuştu.
FETÖ’nün düşünüldüğü kadar kolay bir sorun olmadığını belirten Baleta, “Arnavutluk’ta bazıları bunun (FETÖ’nün) sadece bir gürültü olduğunu düşünüyor; bazıları ise kötü bir tehlikenin geldiğini düşünüyor. Bizim sadece Türkiye ile ilişkilerin bozulmasına konsantre olmamızı istiyorlar. Biz ise Türkiye ile ilişkilerimizi güçlendirmek istiyoruz çünkü buna ihtiyacımız var.” değerlendirmesinde bulundu.
Yönetmen yazar Bora da 251 şehit ve 2 binin üzerinde yaralının olduğu 15 Temmuz hakkında konuşmanın zor olduğunu ve buna kayıtsız kalmadıklarını ifade ederek, “15 Temmuz modern Türkiye tarihinde bir yer edindi.” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yönetim modelinin, günümüz siyasetinde nadir ve özel bir model olduğunun altını çizen Bora, “Şu sözü bilirsiniz, ‘Halk, hak ettiği lidere sahiptir.’ Ancak ben buna katılmıyorum. Halkın, liderlerini takip ettiğine inanıyorum. Liderleri gibi hareket ederler. Bu bağlamda, bir vatandaş sadece liderlerinin gösterdiği düzeyde bir sorumluluk gösterebilir.” sözlerine yer verdi.
Arnavutluk’ta büyük bir FETÖ varlığının mevcut olduğunu dile getiren Bora, “Açıkçası, 15 Temmuz’dan önce FETÖ ve onların faaliyetleri hakkında fazla şey bilmiyordum. Bu tarihten itibaren doğru zamanda doğru bilgiler sayesinde FETÖ bizim kamuoyunda daha fazla netlik kazandı.” dedi.
FETÖ’nin stratejisi olduğu görüşünü paylaşan Bora, “Bu stratejiye karşı mücadele etmek için başka bir strateji gerekir, koordinasyon gerekir, İş birliği gerekir, medyaya erişim gerekir. İnsanlara doğruyu söylemek gerek. Bunu Arnavutluk’ta yapmaya hazırsanız bu güzel bir şey.” değerlendirmesinde bulundu.
Yazdığı makalelerden dolayı FETÖ tarafından tehdit edilip edilmediğinin sorulması üzerine Bora, doğrudan değil dolaylı tehdit edildiğinin altını çizdi.
AA