Duyguların ölçümünde, kadınların sarraf oldukları düşünülebilir.
Semahat Karabeg-Cinci’nin yayınladığı “Bitmeyen Sevda” şiir kitabındaki dizelerde hissetmek mümkün.
Edebiyat saatlerinde yazdığı şiirlerini büyük bir sabırısızlıkla okuyan Semahat Hanım, şiiri sevenlere, şiirden anlayanlara her fırsatta, sokakta bile ayak üstü yazdığı yeni şiirlerini paylaşırdı. Bu şiir kitabıyla Kosova’da eseri olan kadın şairler zincirine bir halka daha takılmış oldu.
Şiirlerini kitap haline getirmekte olduğunu işittiğim anda olduğu gibi, bir sınıfa sığdırılmış olmasına karşın kitabın tanıtımında da şiire olan sevgim adına, mutlu oldum.
Gazeteci ve bu eseriyle şairler kervanına katılan Priştineli Semahat Karabeg-Cinci, “fetret devri”ni yaşayan Kosova’da şiire yeni bir nefes kattı.
Dr. Taner Güçlü Türk tarafından yayına hazırlanan Kosova Türk Yazarlar Derneği’nin yayını olarak Priştineli esnafın maddi destekleriyle yayınlanan, “Bitmeyen Sevda” şiir kitabında 64 şiir yer alıyor.
Derlenen şiirlerin ana konusu aşk, doğa, aile, vatan ve millet gururudur.
Tamamen İstanbul Türkçesiyle yazılan şiirler arasında, “Sevdamsın” şiirindeki “Gökte uçan kuşlar bile duysun; Sen benim sevdamsın.” dizeleri sevdanın gücünü haykırır gibi, “Seni seviyorum” şiirinde (27. sayfada yayınlanıp ve 37.sayfada teknik hatayla tekrarlanan) “Bir büyük kalp çiziyor elim; Bir de seni seviyorum”, dizelerinde seven kalbin, aşkın büyüklüğünü çiziyor, “Sen” şiirinde bir aşk uğruna yapılan fedakarlığı zirveye çıkarıyor.
“Hayat” adlı şiirinde yaşamanın önemini “Gününü gün etmeye bak; Yeter mi ömür baharı bekelemeye?” düzeleriyle güzel bir şekilde betimlerken, “Çocukluk özlemi” şiirinde “Ne malda, ne mülkte gözüm var; Kıskandığım bir tek çocukar” dizeleriyle çocukluk özlemi, çocuklarına adadığı “Sensin” ve “Gözbebeğim” şiirlerinde, oğlunu kırlarda koşan kınalı kuzuya benzetir, kızı için “Sarı saçlarında; küçücik ellerinde buldum güneşi” der.
Dizelerinde din ve milli duyguya da yer veren şair, “Gülümse” şiirinde, mutluluğun insanın hiç beklemediği anda kapısını çalabileceğini söyler ve “Başını secdeye koyup; yeni bir güne gülümse” şeklinde ifade eder. “Türk’ün soyu” şiirinde de milli duygusunu, gururunu “Göğsünü gere gere “Ben Türküm de” dizesinde, en iyi şekilde belirtir.
Şiir kitabını gazeteci meslektaşı eşimle birlikte okurken, Semahat’ın milliyetçi yönünü de hatırladık, bu arada ben bir sayfa numarası söyledim:17., üstteki şiiri karşımıza çıktı, yanılmadık, dedim.
Sosyal konular anlamında “Bilmem ne yeri ne töreyi; Gurbete verdiler beni” dizeleriyle başlayan “Gelin” şiirinde, kadın haklarının en kaba biçimde çiğnendiği törelerimize, dikkat çekmektedir.
Semahat bir eski gazeteci olarak, yazılı edebiyata bu eseriyle bir şekilde borcunu ödemiş oldu, sanırım.
Kendisini kutluyor, dizeyleriyle şiir dünyasıda yolculugunun devamını diliyorum.