Ve Bizim Kızlar

11 Ekim-  Dünya Kız Günü olarak kutlandı. Bundan hareketle, Üsküp –‘Tefeyyüz’- Sekiz yıllık okulundan yıllar öncesi mezun olan, bugün ise Türkiye Cumhuriyeti’nde faaliyetleriyle başarılara imza atan kızlarımızdan bahsetmek istiyorum…

Tabi ki Dünya Kızlar Günü derken   – Türk Tarihinde Kadınlar-  hakkında neler yazıldığını araştırmayı ve Siz değerli -Time Balkan- okurlarına aktarmayı uygun buldum.  Böylece bazı önemli bölümleri aktarırken, şunu da belirteyim, Memleketimin kızları her nerde olursa olsunlar, kendi çapında yapmış oldukları çalışmalarında gözde başarılara imza attıklarını da vurgulamak isterdim.. Evet, bir gerçek varsa o da kadının başarısı ülkesinin önemli değerin aynası olduğunu da kabul etmemiz gerekir.   Hiç kuşkumuz olmasın erkeklerimiz kadar kadınlarımızın başarıları da yaşamımızın ayrılmaz parçası olduğunu da unutmayalım…

Tarihte Türk Kadını hakkında araştırma yapmayı uygun buldum. Yıllar öncesi ‘BİRLİK’ gazetesinde yazdığım yazılar arasında ‘HANIMAĞA’ başlıklı bir köşe yazım var. Merak edenler gazeteyi araştırıp, yazımı okuyabilirler. Sözünü ettiğim yazım için o zamanlarda   – Tarihte Türk Kadının yeri- bir tarihi belgeye rastladım…

Yıllar sonra yeniden –Tarihte Türk Kadını- hakkında bilgi edinmek amacıyla Ansiklopedik kaynakları araştırmaya başladım.  Tarihte Türk Kadını Ansiklopedisi ne diyor:- -‘ İlk çağlardan beri Türk Kadını erkeğinden hiçbir dönem ayrı düşünülmemiştir. Sürekli erkeğin tamamlayıcı unsuru olmuş.’–Türk – Tengrilcilik inancına göre –Kadının yeri, han ile hatun yer ile Gök’ün evlatları ve birbirinden ayrılmazlar. Bundan hareketle Türkler için KADIN KUTSALDIR.

-OĞUZ   KAĞAN destanına göre, Oğuz’un eşlerinden biri, Nurlu bir ışıktan, ve  Kutsal bir ağaçtan meydana gelmiş, inancı verilmiştir…

-TÜRK’lerin   BOZKURT   Destanında, yok  olmak  üzere  olan TÜRK  soyunun  devamını sağlamış KADINLARDIR.

-BİLGE KAĞAN, Orhun kitabelerinde Türk Kadına Hitabesi: ‘- Sizler, Anam, Katun, Büyük Anneler, Hala, Teyzelerim, Prenseslerim’-…

Türk kültüründe Destan Kahramanları iyi ata binen, iyi savaşan, iyi kılıç kullanan kadınlar her zaman eşinin yanında onunla eşit yürümüş birlikte savaşlara katılmışlardır…

Eski bir Atasözü Der:- Birinci zenginlik SAĞLIK, ikinci zenginlik iyi bir ‘ KADIN’dır. Türk töresine göre: Savaşta kadınların düşman eline geçmesi büyük bir utanç sayılırdı. Kadının yüceliği Altay dağlarının en yüksek tepesine   ‘- KADIN BAŞI’ – İSMİ verilerek yaşatılmıştır.

Bu anlatıyı neden yazdım. Yazımın giriş bölümünde çalıştığım ‘BİRLİK’ gazetesinde – HANIMAĞA-  başlıklı köşe yazımın olduğunu da vurguladım. Evet sözünü ettiğim yazımı o dönemde Üsküp’ün – TEFEYYÜZ- sekiz yıllık okulu pedagogu Zerrin Abas’ın  faaliyetlerindeki  başarısını anlatmıştım. Başarılı genç bir kadın olarak Zerrin Abbas’ın çalışmaları hiç ama hiç aksamadı. Başarıdan başarıya giden Zerrin Abbas, son görevi de İstanbul’daki Makedonya Cumhuriyeti Başkonsolosluğu olmaktadır. Ülkemizi tanıtarak yaptığı faaliyetleri ise takdire şayandır…

… Zerrin Abbas, Biz Makedonya kadınlarının gururu olsa gerek, sadece biz kadınların değil de, memleketim Türklerinin de gururudur aynı zamanda…

… Derken günümüzde kimseden yardım almadan sayısı çok genç kadınlarımızın başarılarını her gün sosyal medyada olsun, yazılı basında olsun görebiliyoruz. Demek ki, çalışmalarında başarılı kadınlarımız dünyanın değerli unsurları olduklarını yaptıkları eserleriyle tasdik etmektedirler…

… Zerrin Abbas’ın başarısından söz ettiğimde, günümüzde Türkiye Cumhuriyeti’nde kimseden yardım almadan kendi çabalarıyla değerli   yerlere  ulaşmış   yakinen  tanıdığım  birkaç   kadından  söz  etmek istiyorum…

…  Reyhan Gorbil,   bugün Ankara Devlet Operasında, değerli soprano. İlk, orta ve lise eğitimini Üsküp’te almış ve Belgrad,    Güzel Sanatlar Fakültesi –Şan –Opera solisti sanatçısı ve Şan Pedagogu olarak mezun oldu.  Eğitimini aldıktan sonra,    1994 yılından bugüne kadar Türkiye Devlet Opera ve Balesinde solist olarak çalışmaktadır.  Sahnedeki opera faaliyetleri için birçok ödüle layık görülmüştür.  2014 yılından ise Ankara Devlet Opera ve Balesinde Sanat Danışmanı görevinde bulunuyor…

… Doç. Dr. Sevil Bülbül Üsküp Üniversitesi Felsefe Fakültesi Sanat Tarihi ve Arkeoloji bölümünden mezun. Yüksek Lisans ve Doktora Tezini Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde yapıyor. İlgi Alanları Makedonya Osmanlı Mimarisi ve Sanatı, Kültürel Mirasın Tanıtımı.  Bugün Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Turizm Fakültesi’nde Seyahat İşletmeciliği ve Turizm Rehberliği Fakültesinde öğretim üyesi ve aynı zamanda Farabi koordinatörü ile bölüm başkanı yardımcısı…

… Ve ‘Elveda Rumeli ‘ dizisindeki rolüyle unutulmaz bir başarıya imza atan Filiz Ahmet. Üsküp Güzel Sanatlar Akademisi Tiyatro Bölümünden mezun. Bir dönem Üsküp Türk Tiyatrosunda oyuncu olarak sahnedeki başarılarından sonra Türkiye Cumhuriyetindeki birçok dizi ve filmlerde değerli faaliyetlerde bulunmuş. Bugün Filiz Ahmet rol aldığı filmlerdeki başarısı için değerli ödüllere de sahiptir. ..

… Bilge Emin Türkiye’nin gözde tiyatrolarında yönetmen çalışmalarıyla ün kazanmayı başarmıştır.  Ankara Üniversitesi Gazetecilik Bölümü mezunu, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Radyo Televizyon Sinema Ana Bilim dalından sonra Üsküp –Kiril Metodiy – Dram Sanatları Fakültesinde Rejisörlük Bölümünde Yüksek Lisans eğitimini alıyor. Günümüzde Türkiye Tiyatro Sahnelerindeki rejisörlük çalışmalarına devam ediyor…

… Ve Sema Ali Erol Üsküp Dram Fakültesi Dramaturji bölümünden mezun oluyor. 2008—2018 yılları arasında televizyon dizi senaryoları çalışmaları yapıyor. Şimdiye kadar dokuzdan çok Televizyon Senaryosuna imza atan Sema Ali Erol, başarılarının ürününü TV dizilerinin izlenmelerinden alıyordur.

Burada kızlarımızdan bahsederken, şunu belirtmek isterdim ki, hepsinin bir ortak noktası var, o da Üsküp’ün çok kıymetli sekiz yıllık ‘TEFEYYÜZ’ okulundan mezun olmaları ve aynı zamanda hepsinin de SANAT dalındaki çalışmalarını sürdürmeleridir. Dolayısıyla bu yazımda kendilerinden bahsetmek için bu önemli bir neden oldu.   Sözünü ettiğim kızlarımızın çalışmaları ve çalışmalar sonucunda imza attıkları başarıları için tabi ki burada bahsetmek inanın ki yerim müsait değil. Umarım bir gün, birer birer hepsini de takdim edebileceğim yazıları yazar, Sizlere daha yakından tanıtma fırsatım olacaktır…

… Derken şunu belirtmek isterdim,  ülkeleri dışında Türkiye Cumhuriyeti’nde kendi faaliyetleriyle önemli yerlere ulaşan başka kızlarımız yok mu? Elbette ki var,  doktorumuz, profesörümüz, öğretmenimiz var, ancak bahsettiğim bu kızlarımızın ortak noktalarının SANAT olduğundan dolayı kendilerini tanıtmayı uygun buldum. Türkiye Cumhuriyetinde önemli çalışmalara imza atan tüm kızlarımız bizim gururumuz. Ne mutlu ki bugün gözdemiz olan- TEFEYYÜZ-   mezunları okullarının değerli bireyleridir. Umarım okulumuzdan ileride de böyle kadroların başarılı adımlarını görürüz… İyi ki varsın ‘TEFEYYÜZ’ .  Böylesi çalışkan,  kızlarımızın başarıları aynı zamanda OKULUM Senin ve oradaki,  tüm öğretmenlerin  (hayatta olmayanların Ruhları Şad Olsun)de başarısıdır aynı zamanda. Sen var oldukça eğitimdeki sesimiz de hep var olacaktır.

Read Previous

Makedonya’da bakanlıklar ve belediyeler 33 milyon euro değerinde 2.645 arabaya sahip

Read Next

İstanbul’un fethini yakınlaştıran zafer: II. Kosova

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *