Üsküp’te “Rumeli ve Göç Gerçeği” konferansı düzenlendi

T.C Üsküp Büyükelçiliği ve Üsküp Yunus Emre Kültür Merkezi organizasyonda araştırmacı yazar İlber Şiyak bu akşam Üsküp’te “Rumeli ve Göç Gerçeği” konulu konferansı verdi.

Tarık EMİN / TİMEBALKAN

T.C Üsküp Büyükelçiliği ve Üsküp Yunus Emre Kültür Merkezi organizasyonda araştırmacı yazar İlber Şiyak bu akşam Üsküp’te “Rumeli ve Göç Gerçeği” konulu konferansı verdi. Konferansın moderatörlüğünü Doç. Dr. Şener Bilal’in yaptığı programa, Türkiye Cumhuriyeti Üsküp Büyükelçisi Tülin Erkal Kara, Üsküp Yunus Emre Enstitüsü Müdür Vekili Fuat Korkmaz, TİKA Üsküp Koordinatörü Aytekin Ayden, MATÜSİTEB Başkanı Hüsrev Emin, TRT Üsküp temsilcisi Bekim Muhtareviç, Büyükelçilik temsilcileri, vatandaşlar ve çok sayıda öğrenci katıldı.

“Rumeli ve Göç Gerçeği” programında açılış konuşması gerçekleştiren T.C Üsküp Büyükelçisi Tülin Erkal Kara, İlber Şiyak’ın içinde bir kütüphane gizli olduğunu söyledi. Programın hazırlanmasında emeği geçen Fuat Korkmaz’a ve Yunus Emre Enstitüsü’ne teşekkür eden TC Üsküp Büyükelçisi Tülin Erkal Kara, “Yaklaşık 10 ay önce göreve basladığım zaman beni ziyaretleriyle çok memnun eden bir büyüğümüzle tanıştım. Hani insanın hayatında bazı özel insanlar vardı ya ilk görüşte onlara ısınırsınız. Sanki ailemden biri gelmiş ve sohbet ettikçe çok yakınlık duymuştum” şeklinde konuştu. Makedonya’dan öyle bir değer çıkmış ki, o değeri misafir edip bize bildiklerini anlatmasını istediğini söyleyen Büyükelçi Kara, “Göç eden bir ailenin kızı olarak yurtdışında yaşayan insanların bu hayattan çıkaracağı önemli dersler vardır. İstedim ki içinde bir kütüphane gizli olan İlber Şiyak’ın anılarını dinleyelim” ifadelerini kullandı.

“Rumeli ve Göç Gerçeği” programında açılış konuşması gerçekleştiren Yunus Emre Enstitüsü Müdür Vekili Fuat Korkmaz, “Bu akşam Rumeli ve göç konularını işliyoruz. Bu iki kelime de bizim için iki realite anlamına geliyor. Göç, ektiğiniz tarlayı, içtiginiz suyu, meyvesini beklediğiniz ağacı düğün yaptığınız meydanı, sonsuza gidenlerinizi emanet ettiğiniz mezarlıkları bir anda sebepsiz, sorgusuz, sualsiz bırakıp gitme anlamına da gelir” dedi. Göçün ve Rumeli’nin bizim için derin bir yara olduğunu söyleyen Korkmaz, “Bir asır önce yaşadığımız Balkan faciası hala yüreğimizde öyle derin bir yara olarak duruyor ki Çanakkale’de askerimiz, subayımız Balkanlardan kmlerce yol alıp gözünü kırpmadan ölümün üzerine yürümüştür. Ancak göç edilen diyar Türkiye olunca bunu gönül rahatlığıyla diyebiliyoruz: Atalarımız, babalarımız başka bir yere değil anayurtlarına baba evlerine geldiler. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ifade ettiği üzere, “Hamdolsun Türkiye gibi bir vatanımız, Türkiye gibi bir sığınağımız ve Türkiye gibi bir geleceğimiz var” şeklinde konuştu.

Bu akşam Üsküp’te “Rumeli ve Göç Gerçeği” konulu konferansı gerçekleştiren araştırmacı yazar İlber Şiyak sözlerine, Büyükelçi Tülin Erkal Kara, Yunus Emre Enstitüsü Müdürü Fuat Korkmaz ve MATÜSİTEB Başkanı Hüsrev Emin’e teşekkür ederek başladı. Konferansını 2 bölümde gerçekleştiren araştırmacı yazar İlber Şiyak, birinci bölümde Rumeli’nin fethi ve Rumel’de Türkler, ikinci bölümde ise Makedonya’da yaşayan Müslüman Torbeşler yani Türkbaşlar ile Makedonya’dan Türkiye’ye gerçekleşen göçler ile ilgili bilinmeyenleri anlattı.

Rumeli’yi, Balkanları ve özellikle yaklaşık 600 yıl hükmettiğimiz, yurt bellediğimiz ve aslında anavatan olarak yitirdiğimiz bu coğrafyayı, tarihimizi anlayabilmemiz için doğru ve yerinde tespitler yapmamız gerektiğini söyleyen araştırmacı yazar İlber Şiyak, “Türk milleti Rumeli’de koskoca bir anavatanını kaybetti. 14.yy’da ayak bastığımız Rumeli diyarında 20. yy başlarında, insanlık tarihinin görmediği ve br daha asla göremeyeceği vahşet, katliam ve asimilasyonlara maruz kalmak suretiyle terk etmek zorunda kalan Osmanlı devletinin Balkanlarda iskanını, fetihlerini ve yaklaşık 600 yıllık hakimiyetinin ardından, geri çekilmenin yaşattığı yıkım, hüsran ve göç yıllarını, 1915 yılında Çanakkele’de destanlaşan milli ve manevi ruhun, 1920 yılında bir milletin kurtuluş mücadelesine nasıl dönüştüğümü çok iyi bilmemiz gerekmektedir. Yeryüzünde Rumeli insanının yaşayabileceği başka hiçbir acı kalmamıştır. Bu sebeple, Anadolu ve Rumeli topraklarına nasıl ve nereden geldiğimizi, Rumeli’de nerelerde iskan edildiğimizi ve bu cennet vatan topraklarını nasıl yitirdiğimizi çok iyi araştırıp kitap haline getirerek bizden sonra gelecek kuşaklara aktarmamız gerekmektedir” şeklinde konuştu.

 

Read Previous

“Monstra” davası yeniden görülecek

Read Next

Bulgaristan’da Dörtlü Balkan Zirvesi

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *