“Türkiye yeni sistemle bağımsızlığın yanı sıra egemen bir devlet oldu”

TİMEBALKAN Haber Sitesi kapsamında yayın hayatına giren Dosya Balkan programının 15 Temmuz Özel Bölümünde önemli açıklamlarda bulunan Arnavut asıllı M.C. Yerel Yönetimler eski Bakanı Prof. Dr. Rizvan Süleymani, Türkiye’nin birçok nedenden dolayı bölgede çok önemli bir devlet olduğunun altını çizerken, “Türkiye, demokratik bir şekilde seçilmiş bir hükümete sahipti. Aklı başında hiçbir insan ve demokrasiyle yönetilen hiçbir devlet kendi ülkesinde silahlı darbe ile hükümetin düşürülmesini, kendi halkına karşı şiddet kullanulmasını hoş görmezdi. Bunlar bizleri ve Balkanlarda yaşayan tüm halkları endişelendirmiştir” dedi.

TİMEBALKAN ÖZEL

Dosya Balkan 15 Temmuz Özel Bölümü’nde önemli açıklamalarda bulunan M.C. eski Savunma Bakanı Yardımcısı ve Yerel Yönetimler Eski Bakanı Prof. Dr. Rizvan Süleymani Türkiye’nin Balkanlar ile çok ilintili ve önemli bir devlet olduğunu söyledi. Bu durumun tarihsel sebeplerin yanı sıra duygusal ve ailevi bağlardan kaynaklandığını beliretn Süleymani, “Türkiye NATO üyesi ve AB üyesi olmak isteyen bir ülke. Baktığımızda NATO ve AB üyesi olmak isteyen tüm Balkan ülkeleriyle aynı çizgide olan bir devlet” dedi. Demokratik bir devletin ve demokratik yollarla seçilmiş bir hükümetin silahlı kuvvetler tarafından düşürülmesinin, demokrasi dünyası için güzel bir his ve mesaj vermediğini kaydeden Süleymani,  “Türkiye demokratik bir şekilde seçilmiş bir hükümete sahipti. Aklı başında hiçbir insanın ve demokrasiyle yönetilen hiçbir devlet kendi devletinin silahlı darbe ile hükümeti düşürmesini, kendi halkına karşı şiddet kullanmasını hoş görmez. Bunlar bizleri ve Balkanlarda yaşayan tüm halkları endişelendirmiştir. Bizim için istikrarlı, ekonomik gelişimi olan, hem siyasi hem ekonomik alanlarda bölgenin destekçisi olacak bir Türkiye çok önemlidir” açıklamalarında bulundu.

“Darbelerin tekrarlanmaması ve cürret edilmemesi gerekiyor”

Türkiye’yi tutuklamalardan dolayı suçlayanların, daha önce gerçekleştirilen darbelerde aynı ordu tarafından yüzlerce kişinin öldürüldüğünü unuttuğunu belirten Süleymani, “Meşru şekilde seçilen bir başbakanın idam edildiğini de unutuyorlar. Bu acı tecrübeden dolayı halk tepki verdi ve bu defa aynı senaryonun tekrarlanmasına izin vermedi. İnanıyorum ki bu tür olayların tekrarlanmaması için bu mesaj gelecek nesillere de aktarılacaktır. Hukuki sistem de toparlandı ve az çok yerli yerine konuldu. Umut ediyorum ki bu Türkiye’nin toplumsal hafızasında zorunlu olarak tekrarlanacak bir olgu olarak kalmaz. Darbelerin tekrarlanmaması ve cüret edilmemesi gerekiyor. Devletin oluşması ve inşa edilmesi sürecinde devletin yapısal oluşumunda bir boşluk olduğundan dolayı tekrar edildi. Bir cumhuriyetin ve demokratik devletin işleyişinde normal olmayan bir şey meydana geldi. Bu boşluklar artık anayasal değişimle yok ediliyor ve umut ediyoruz ki bundan sonra böyle bir şey tekrarlanmaz” şeklinde konuştu.

“Halk nezdinde egemen olan, kendi askerin dahi olsa askeri güçler değil, düzeni ve demokrasiyi koruyandır”

Darbelerle demokrasiyi koruduklarını iddia edenlerin yanıldığını söyleyen Prof. Dr. Rizvan Süleymani, “Demokrasinin bu şekilde korunmasına rastlanmaz. Silahlı kuvvetler, güçlü iktidarların kontrolü altına demokratik yollarla girebilir. Aslında Türkiye bağımsız bir devletten sonra ilk kez egemen bir devlet de oldu. Halk nezdinde egemen olan, kendi askerin dahi olsa askeri güçler değil, düzeni ve demokrasiyi koruyandır. Anayasada gerçekleşen değişimlerle ilk kez askeri güce sivil bir kontrol geliyor” ifadelerini kullandı.

Makedonya’da Savunma Bakanı Yardımcısı olduğu dönemden sahip olduğu küçük tecrübeyle, küçük ordu ve yapılması gereken küçük reformlarla dahi nasıl sıkıntılarla karşı karşıya kaldığımızı hatırlıyorum diyen Rizvan Süleymani, “Türkiye’de olduğu gibi kapsamlı reformlar, için görevlerin yerli yerine konulması, sivil yönetimin askeri güçleri kontrolü altına alması her demokrasinin amaçlarından bir tanesidir. Düşünüyorum ve umut ediyorum ki artık bu tarz bir eylem için imkan olmayacak. Bu Türkiye için olmazsa olmazdı. Bu hareketiyle birlikte Türkiye bağımsızlığın yanında artık egemen bir ülke. Bu selamlanması gereken bir durum. İnanıyorum ki çekinceleri olan devletler de zaman içinde bunun bölgenin ve daha geniş coğrafyanın çıkarına olduğunu anlayacaklardır” yorumunda bulundu.

“Çok ciddi bir toplantı ile halklara neyden söz edildiğinin açıklanması gerekiyor”

FETÖ’nün hem bilinmeyen hem bilinen nedenlerle, daha önce hiç olmadığı kadar düzgün giden ve gelişim gösteren, iktidara bu partinin gelmesiyle birlikte kendine has bir yönetim modeli geliştiren, uzun yıllardır hakim olan ekonomik oligarşi, entelektüel oligarşi ve askeri oligarşiyi alt ederek demokrasiyi olması gerektiği gibi halka döndüren bir devletin tüm bu sürecini geriye götürdüğünü ve bunun cezalandırılması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Rizvan Süleymani, “Doğal olarak bölgede her nerede ortaya çıkarlarsa izole edilmeleri gerekir. Bu organizasyon tarafından yapılanların sonuçlarına dair bilgileri olmayan insanlar ikna edilmeli ve neyin söz konusu olduğu anlatılmalıdır. Bu tabiki Üsküp’te, Makedonya’da, bölgede ve konaklayacakları tüm yerlerde olmalıdır. Fakat çok ciddi bir toplantı ile halklara neyden söz edildiğinin açıklanması gerekiyor” dedi.

Balkanlarda FETÖ’ye karşı tutumun nasıl olması gerektiği yönündeki soruya Süleymani, “Hükümetler konusu başka bir konudur. Ben Balkanlardaki hükümetlerin büyük bir kısmının kamuoyu önünde de yasadışı ve yarı yasadışı olarak faaliyet gösteren örgütlere karşı mesafe koyduklarını gördüğümüzü düşünüyorum” yanıtını verdi. Süleymani, Bundan da önemlisi siz medya kuruluşlarının ve süreci bilenlerin halka olayın ne olduğunu, sadece Türkiye için değil bölge, tüm demokratik devletler ve bilhassa demokrasiyi, AB entegrasyonunu, istikrarı, NATO’yu isteyen ülkemize bu tür bir örgütten gelebilecek risklerin açıklanması gerektiğini vurguladı.

Balkanlardaki FETÖ mücadelesiyle ilgili de bir strateji gerektiğini kaydeden Prof. Dr. Rizvan Süleymani, “Bunlardan biri de acil ve zararı anında kesecek olanı. Fakat bunun yanında dünyadaki farklı doktrinleşmelere karşı orta ve uzun vadeli stratejiler de olmalı. Çünkü biz şu anda iletişimin çok yoğun olduğu, gençlerin büyük bir kısmının çevrelerini yeterince tanımadığı, belirli radikal grupların güdümüne girebildiği küresel bir dünyada yaşıyoruz. Bizim, özellikle bölgemizin bu gruplara karşı savaşın nasıl yapılması gerektiğine yönelik uzun vadeli ve daha kapsamlı bir stratejisi olmalı. Muhakkak ki sorumluluğun büyük bir kısmı hükümetlere ait çünkü onlar bu konuları çözmek için seçildi. Fakat bu hem kendimize aydın diyen bizlerin hem siz gazetecilerin hem sivil toplum teşkilatlarının bu tarz olguların açıklanmasında sorumluluğu olmadığı anlamına gelmez” şeklinde konuştu.

“İstikrarsız ve zayıf bir Türkiye’nin sadece Balkanları değil Avrupa’yı da olumsuz etkiler”

İstikrarsız ve zayıf bir Türkiye’nin sadece Balkanları değil Avrupa’yı da olumsuz ekileyeceğini vurgulayan Prof. Dr. Rizvan Süleymani, “Türkiye’nin, dünyada savaşlardan dolayı gerçekleştiğini kabul ettiğimiz mülteci akımlarının ki bana göre bunlar basit bir savaştan kaçış değil uzun sürecek bir sürecin, kitlesel ve büyük mülteci akımının ilk bariyeri olduğunu göz önünde bulundurduğumuzda Türkiye’nin istikrarsızlığı sadece Balkanları değil Avrupa’yı da istikrarsızlaştırır” dedi. Avrupa dahil her ülkenin Türkiye’nin önemini anlamasını ümit ediyorum diyen Süleymani, “Avrupa, Türkiye ile başta mülteci alanında olmak üzere, güvenlik ve ekonomik işbirliğindeki yükümlülüklerinde daha dikkatli ve sorumlu olmalı. Tüm son parametreler, Türkiye’nin Balkanlarda çok ciddi genişlemesi olduğunu gösteriyor” değerlendirmesinde bulundu.

“Son parametreler, Türkiye’nin Balkanlarda çok ciddi genişlemesi olduğunu gösteriyor”

Yılın ilk 5 ayında Balkanların bu bölgesine ihracatta %21 oranında artış olduğu ifade eden M.C. Yerel Yönetimler eski Bakanı Prof. Dr. Rizvan Süleymani, “Bu oran Hırvatistan’da %47,7’lere çıkıyor. Son dönemde yapılan girişimlerle birlikte ciddi bir şekilde teknoloji ihracatının da yapılması isteniyor. Tüm bunların bölgenin, Avrupa’nın ve geniş manada küresel dünyanın çıkarına olduğunu düşünüyorum. Çok aktör ve faktörün olduğu tek kutuplu değil, çok kutuplu da değil, sıfır kutuplu bir dünyada yaşadığımız göz önünde bulundurulduğunda belirli karar alma merkezleri ile işbirliği yapmadan istikrarı sağlayabilecek tek aktörün olduğunu görüyoruz. Ancak bölge adına en önemli merkezlerden biri de Türkiye’dir. Sadece büyüklüğüyle değil jeostratejik konumuyla ve bu bölgedeki insanlarla sahip olduğu organik ilişkiyle de bu böyledir. Bu bölgedeki insanların büyük bir kısmı, özellikle Arnavutlar, Boşnaklar aynı dini yaşayan ve temsil eden insanlar. Uzun bir süre birlikte yaşamışlar ve buna devam ediyorlar. Aile ve ekonomik bağları var. Umuyoruz ki küresel dünyada bu konuyu, güvenlik konularıyla ilgilenen gerekli merciler doğru anlayacaklardır” açıklamalarında bulundu.

“Cumhurbaşkanlığı sisteminin rayına oturtturulması önemlidir”

Aynı zamanda geçtiğimiz günlerde Türkiye’de demokratik ve huzurlu bir ortamda, sonuçların tüm katılımcılar tarafından kabul edildiği seçimler gerçekleştiğini söyleyen Süleymani, “Devlet başkanının göreve başlama törenine devlet başkanları, başbakanları ve hükümet temsilcileri katıldı. Bu da Türkiye’nin bölgedeki önemini gösteriyor. Gördüğünüz gibi neredeyse bölgedeki tüm ülkelerin devlet başkanları ya da başbakanları yeni sisteme geçen Türkiye Cumhurbaşkanının göreve başlama gününe katıldı. Cumhurbaşkanlığı sisteminin rayına oturtturulması önemlidir. Çünkü realite maalesef Türkiye’nin çok istikrarsız bir atmosferle kaplı olduğudur. Merkezileşmiş bir iktidar çok daha etkili bir şekilde şu anda karşılaşılan zorluklarla mücadele edebilir” şeklinde konuştu.

Türkiye Dışişleri Bakanının NATO Zirvesi’nde yaptığı Makedonya ve Bosna Hersek’in NATO üyeliğini destekleyen açıklamalarını hatırlatan Rizvan Süleymani, “Biz de bu ülkede yaşayanlar olarak Dışişleri Bakanının bu açıklamasını ve Türkiye’nin devletimize bu yolda verdiği desteği selamlamamız gerekir. Din, millet, sosyal sınıf ayrımı yapmaksızın Makedonya Cumhuriyeti vatandaşlarına gösterdiği stratejik eğilim için görüş birliği var ve biz bundan memnuniyet duyuyoruz” ifadelerini kullandı.

Fırsattan yararlanarak kardeş Türkiye halkını yeni hükümetlerinden dolayı tebrik eden Süleymani, “Yeni seçilen hükümete de başarılar diliyorum. Şimdiye kadar yeterince başarılı olduklarını söylemek gerek, böyle devam etmelerini ve Türkiye’nin Makedonya’ya, Arnavutlara ve bölgeye desteğinin devam etmesini umuyoruz. Sadece siyasi destek değil finansal ve ekonomik desteği de devam etmeli. Aynı zamanda o acı günün yıldönümünde hayatını kaybedenlerin yakınlarına başsağlığı diliyorum. Yaralılara ve gazilerden Allah razı olsun ve fedakarlıklarının mükafatını cennet ile alsınlar” diyerek sözlerini noktaladı.

 

Read Previous

“Makedonya’nın anılan hain terör örgütüne karşı mücadelemizde bizi yalnız bırakmayacağına dair inancımız tamdır”

Read Next

“Demokratik bir oyunda şiddet kullanımı terörden başka birşey değildir”

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *