Srebrenica Soykırımı

Eski Yugoslavya topraklarında savaşın başlamasından önce Doğu Bosna’da özellikle Drina nehri boylarında ( Biyelina, Zvornik, Srebrenica, Vlasenitsa, Vişegrad, Gorajde ve Foça yerleşim birimleri) Müslüman nüfusunun büyük bir çoğunluğunu oluşturmaktaydı. Söz konusu bölgeler ise jeopolitik – jeostratejik bakımından “Velika Srbija” ( Büyük Sırbistan ) hedefiyle ideolojisi için hayati öneme haizdi.

Sırp ırkçıları büyük Sırbistan topraklarının diğer milliyetlerden arındırılmış, sadece Sırpların yaşayacağı bir devlet şeklinde teşkil edilmesini istemekteydi. Bu sebeple Sırplar 1992 yılında başlayan Bosna Savaşından önce ülke çapında özellikle Müslümanların çoğunluğu teşkil ettiği Doğu Bosna’da etnik temizlik yapmayı planlamışlardır. Savaş hazırlıklarına dair ilk hazırlıklar ise Sırbistan Devlet Güvenlik Dairesi tarafından, Müslümanların aleyhinde sürdürülen propaganda vasıtası ile atılmıştır. Srebrenica belediyesinde yaşayan Sırplara karşı çok kötü muamele edildiğine dair asılsız iddialar öne sürülmüştür.  1 Mart 1992 tarihinde Bosna Hersek bağımsızlığının onaylandığı referandumda genel nüfusun % 65’i Bosna Hersek’in bağımsızlığı için oy kullanılmıştır. Sonuçların açıklanmasından sonra JNA ( Yugoslavya Halk Ordusu ) ve Bosna Sırp Ordusu ile sivil Sırplardan teşkil edilen Çeteler, Boşnak yerleşim birimlerini işgal etmek maksadıyla taarruza geçmişlerdir.

Soykırıma giden süreç;

Coğrafi konumu itibarıyla Srebrenica, Bosna Hersek’in doğusunda Drina nehri ile Sırbistan sınırına yakın bir vadidedir. İlkbahar 1992 tarihinde Bosna’nın birçok yeri ile birlikte Srebrenica’yı da işgal etmişlerdir. Ama eski polis şefi ve özel kuvvetler mensubu Naser Oriç komutasındaki Boşnakların yerel savunma kuvvetleri Sırpları mağlup etmiş ve Mayıs 1992 tarihinde Srebrenica’yı kurtarmışlardır. 1943 yılının ilk Günlerinde yeniden taarruza geçen Bosna Sırp ordusuyla, Yugoslavya Federal Ordusunun saldırıları ve vahşetlerinden korkarak yakın Bölgelere kaçan Boşnaklar Srebrenica etrafına sığınmıştır. Bu sebeple kasabanın nüfusu 60.000’e çıkmıştı. 16 Nisan 1993 tarih ve 819 sayılı birleşmiş milletler güvenlik konseyi kararı gereğince Srebrenica ve bölgesi güvenli bölge olarak ilan edilmişti. Srebrenica’yı kuşatan Sırp ordusu, Boşnaklara oranla hem asker sayısı hem de silah ve teçhizat bakımından çok üstündü. Tank, top, roket, makineli tüfek gibi ağır ve gelişmiş silahlarla donatılmıştı.

Naser Oriç komutasındaki Boşnak Silahları yetersizdi. Bir kısmında sadece av tüfeği vardı. Diğer taraftan Sırplar insani yardım sağlanmasına dair birleşmiş milletlerin aldığı kararlara uymamışlardı. Kuşatma altındaki Srebrenica’ya yiyecek maddeleri ile tıbbi malzemelerin bile geçirilmesine müsaade etmemişlerdir.

1995 yılının ilk günlerinden itibaren Temmuz 1995’teki işgale kadar Sırplar abluka uygulamış ve ilaç, tıbbi malzeme, yiyecek gibi temel ihtiyaçların geçmesine müsaade etmemişlerdir. Elektrikle suyu kesmişlerdir. Halkın içecek suyu dahi kalmamıştı. Birleşmiş Milletler Srebrenica’yı Güvenli bölge ilan etmesinden sonra Bosna Genelkurmayı Naser Oriç’i Tuzla’ya nakletmiştir. Naser Oriç, Srebrenica müdafaasında kilit rol oynayan bir komutandır. Sırpların Srebrenica’ya yapacakları harekâta “ Krivaja 95 “ adı verilmişti. Radovan Karadzic, Mayıs 1995’te Sırp askeri yetkililere Srebrenica’ya askeri harekâtın düzenleneceği bildirilmişti. Harekât fiilen 31 Mayıs 1995 tarihinde başlamıştır. 2 Haziran 1995’te Hollandalıların elindeki ilk gözlem noktası zapt edilmiş buna rağmen birleşmiş milletler ile büyük devletler bu olaya tepki göstermediklerinden dolayı Sırplar Srebrenica’yı işgal edebileceklerini anlamışlardı. Sırplar 6 Temmuz 1995 tarihinde saat 04.00’te güvenli bölgeyi tank ve top ateşiyle bombalamaya başlamışlardı. Kısa bir süre sonra Yugoslavya Halk Ordusu da bu saldırılara destek vermiştir. Rusya, Yunanistan, Bulgaristan, Ukrayna ve Romanya’dan gönüllü askerler de taarruza katılmışlardı.

11 Temmuz 1995 tarihinde General Ratko Mladiçin emrindeki birlikler Srebrenica’ya taarruz etmiş birleşmiş milletler askerleri hiç bir direnişte bulunmayarak Sırplara karşı bir mermi bile sıkmamışlardır. 11 Temmuz 1995 tarihinde öğleden sonra Bosna Sırp ordusuna mensup piyadeler, tankların eşliğinde Srebrenica’ya girmiş şehrin boş caddelerinde Zafer yürüyüşü yapmışlardı. Srebrenica’da Müslümanlara yapılan soykırımda Yunan gönüllü askerleri de Sırplara destek vermiştir. Bunun en büyük örneği ise; Karadzic; “Bugün bizim çok dostumuz yoktur halihazırda sadece Yunanlılar ve Tanrı bizimle birliktedir” ifadelerini kullanmasıdır.

Sırp işgalciler ikinci dünya Savaşından sonra Avrupa’da gerçekleştirilen en korkunç ve en kanlı katliamlardan birini 11 Temmuz 1995 tarihinden başlayarak 18 Temmuz 1995’e kadar Doğu Bosna’da bulunan Srebrenica ve çevresinde gerçekleştirmişlerdi. Bu bir soykırım ve ikinci dünya Savaşından sonra Avrupa topraklarında işlenmiş olan en ağır savaş suçu olarak kabul edilmektedir. Sırp vahşiler binlerce Müslümanı katlederek toplu mezarlara atmışlar, yüzlerce insanı diri diri mezara gömmüş erkek kadın ve çocukları sakatlayıp boğazlamışlardır. 4 gün gibi kısa bir süre içinde Srebrenica’da 12 ile 60 yaşları arasında değişen 8.000’den fazla Müslüman Boşnak erkeği katletmişlerdir.

 

 

 

Read Previous

Londra’da Batı Balkanlar Zirvesi düzenlendi

Read Next

Adnan Oktar gözaltına alındı

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *