“Müslümanlar Her Gün ‘En Büyük Tehdit’ Olarak Gösteriliyor”

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, “Müslüman ülkeler dünyadaki en zengin ülkeler değil. Bu ülkeler dünyadaki en büyük ordulara da sahip değil. Onlar kitle imha silahları üretmiyor. Sanırım sadece bir Müslüman ülkenin atom bombası var. Müslüman ülkelerin en gelişmiş askeri teknolojileri yok. Ama bir şekilde, Müslümanlar her gün ‘En büyük tehdit’ olarak temsil ediliyor.” dedi.

Çeşitli temaslar için Bosna Hersek’in başkenti Saraybosna’da bulunan Kalın, Saraybosna Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi’nde “21. Yüzyılda İslam-Batı İlişkileri” başlıklı bir ders verdi.

Kalın burada yaptığı konuşmada, fikirlerin ve kalplerin buluştuğu bir ders yapıldığını belirterek, İslam ve Batı toplumlarının ilişkilerinin uzun bir geçmişe dayandığını kaydetti.

İslam ortaya çıktığında ona karşı çeşitli bakış açılarının geliştiğini anlatan Kalın, bu durumun bugünkü İslam ile Batı ilişkilerine de yansıdığını dile getirdi.

Kalın, İslam’ın kadına karşı bir baskı oluşturduğunu iddia edenlerin geriye dönerek orijinal kaynakları okumaları gerektiğini ifade ederek, Kur’an-ı Kerim’in kadına bakışının iddia edilenlerin aksine tamamen farklı şeyler söylediğini aktardı. Kur’an-ı Kerim’in diğer dini kitaplara ve kaynaklara göre çok daha fazla kadından bahsettiğini belirten Kalın, kadının insanlık tarihinde önemli bir rol oynadığını vurguladı.

Kalın, tarih içerisindeki teolojik bakış açısının veya yanlış anlamaların İslam, İslam Peygamberi ve Müslümanlar hakkında basma kalıp düşünmeye yol açtığına dikkati çekti.

Hollywood’dan çıkan üretimlerin, “cinsiyet ve şiddeti” sürekli Müslümanlar ile bağdaştırdığını ve her zaman bu iki bakış açısı üzerinden üretimlerini pazarladığını belirten Kalın, bu iki konunun Müslümanları tanımlama unsuru olarak kullanıldığını anlattı.

Kalın, Müslümanların çok erken zamanlarda güney Avrupa’ya gittiğini ve orada 700 yıl kaldığını aktararak, bunun Amerika Birleşik Devletleri’nin tarihinden iki kat daha fazla olduğunu anımsattı.

Boşnaklara birilerinin Müslümanlar olarak Avrupa’ya ait olmadıklarını söylediklerinde bunu söyleyenlere Avrupa tarihini hatırlatmalarını tavsiye eden Kalın, İslam’ın, düşünülenin çok daha ötesinde Avrupa kıtasının bir parçası olduğunu söyledi.

Kalın, Batı’da Osmanlı hakkında yapılan akademik çalışmalara bakıldığında, bu çalışmaların yüzde 90’ının askeri ve politik tarih üzerine odaklandığını anlatarak, “Osmanlı sanatı, kültürü, eğitimi, edebiyatı, bilimi ve teknolojisi üzerine çok az çalışma görürsünüz.” diye konuştu.

Uzun zaman Osmanlı Türkleri hakkındaki Avrupalı bakış açısının “Onlar sanat üretemez, onlarda sanat üretecek entelektüel bir kapasite yok” yönünde olduğunu belirten Kalın, mimari, müzik veya kaligrafiye bakıldığında Osmanlının sanat alanında çok büyük bir hazinesi bulunduğunu ve bu kültürel ve sanatsal başarıların da incelenmesi ve çalışılması gerektiğini söyledi.

“Birlik ve çeşitlilik arasındaki dengeyi koruyabilirsek o zaman gereksiz savaşları önleyebiliriz”

Kalın, İslam ve Müslümanlar hakkında genel kalıp algıların olduğuna dikkati çekerek, şunları dile getirdi:

“Müslüman bir kişi güzel bir şey ürettiğinde, bu mutlaka başka bir yerden alınmış olmalı. Onların bakışına göre, Müslümanların kendi zekaları, kapasitesi yok. Bu ortaya çıkan çalışma onlara göre bir Hıristiyan sanatından, Yahudi sanatından, Afrika veya Hindistan sanatından alınmıştır. Tabii bu yine yanlış algı ve kalıp düşünce şeklidir. Müslüman ülkeler dünyadaki en zengin ülkeleri değil. Bu ülkeler dünyadaki en büyük ordulara da sahip değil. Onlar kitle imha silahları üretmiyor. Sanırım sadece bir Müslüman ülkenin atom bombası var. Müslüman ülkelerin en gelişmiş askeri teknolojileri yok. Ama bir şekilde, Müslümanlar her gün ‘En büyük tehdit’ olarak temsil ediliyor.”

Gerçekte bu tehdidi oluşturanların Batı ulusları olduğunu kaydeden Kalın, “Onlar dünyadaki en büyük ordulara sahip. Dünya ekonomisini onlar kontrol ediyor. Kitle imha silahları var. Atom bombaları ve kimyasal silahları var. İşte bu bakış açısı ve gerçeklik arasındaki farktır.” sözlerine yer verdi.

Kalın, Allah’ın yaratmış olduğu fevkalade bir çeşitliliğin var olduğunu dile getirerek, bu çeşitlilik içinde renk, ırk, etnik yapı, kültürler, fikirler ve bakış açıları olduğunu belirterek, “Birlik ve çeşitlilik arasındaki dengeyi koruyabilirsek o zaman gereksiz savaşları önleyebiliriz.” diye konuştu.

İslam ve Batı toplumlarının birbirleriyle çarpışmak ya da kavga etmek zorunda olmadığını söyleyen Kalın, Endülüs’te olduğu gibi bir arada yaşanabileceğini ve farklı toplumların birbirlerinden bir şeyler öğrenebileceğini kaydetti.

Kalın, özellikle Saraybosna’nın bu anlamda bir model olarak hizmet verebileceğine dikkati çekerek, “Bu en azından Saraybosna’ya geldiğimde hissettiğim şey. Umarım bu bir hayalden çok gerçek olur.” değerlendirmesinde bulundu.

Avrupalı Türk Demokratlar Birliği (UETD) bünyesinde Bosna Hersek’te kurulan Avrupalı Balkan Demokratlar Birliğince (UEBD) düzenlenen “Endülüs ve Bosna Hersek Ekseninde Avrupa’da İslam ve Müslümanların Geleceği” başlıklı panele katılmak üzere Saraybosna’ya gelen Kalın, ayrıca Bosna Hersek İslam Birliği (Diyanet İşleri) Başkanı Husein Kavazovic ile görüştü.

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın ayrıca, Uluslararası Saraybosna Üniversitesinde “İslam ve Batı Arasındaki İlişkiler” konulu ders verdi.

 

 

AA

Read Previous

Arnavutluk Savunma Bakanı Xhaçka, Orgeneral Akar’ı Ziyaret Etti

Read Next

Yunanistan’ın en yoksul illeri Rodop ve İskeçe

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *