“Emektar Bir Piyanodan Sahneye, “Suçlusu” ise Ablam”

Türk tiyatrosunun adını Avrupa’nın göbeğinde 64 yıldan bu yana dalgalandıran bir tiyatro var. Temeli 1906 yılında atılan, 1950’den bu yana ise resmi olarak kesintisiz tiyatro yapan Makedonya Milli Kurum Türk Tiyatrosu sahnelediği oyunları ve aldığı ödüllerle önemli bir sanat merkezi. Geçenlerde çok sayıdaki ödüle biri daha eklendi. Selpin Kerim Uluslararası Festivalde en iyi erkek oyuncu ödülünü aldı.

Selpin’i biraz tanıyalım. Oyunculuğa ne zaman ve nasıl başladınız? Her şeyin bir sebebi olduğunu varsayarsak, sizi tiyatroya iten ne oldu?

Açıkçası ilginç ve sürükleyici bir hikayem yok ama askerliğimi bitirdikten sonra boştaydım. Emektar, ama bizlere sadık bir piyanomuz vardı. Bir şeyler çalıyordum askerden dönmüş paslı parmaklarla. Ablam içeri girdi baktı ve bana dedi ki ‘Bu yeteneğini sahnede sergilemelisin, evde değil. Üsküp Dram Fakültesi’ne kayıtlar başlamış, aklında bulunsun’ dedi ve gitti. Lise eğitimimi müzik okulunda tamamladığım için sanatla hep iç içeydim. Geçmişte müzik ve bale eğitimi beni tiyatroya ve sahneye taşıyan bir zemin oluşturmuşlardı bile ve tabi ki de ablam bunların en büyük “suçlusu”.

2008 yılında Ohri Yazı çerçevesinde geleneksel “Altın Maske” ödülü, geçenlerde Karadağ Cumhuriyeti’nde düzenlenen Uluslararası Fiat 2015 Alternatif Tiyatro Festivali’nde “En İyi Erkek Oyuncu” ödülü. Başarınızın sırrı ne?

Yapım ve tabiatım gereği bireysel işlerden her zaman hoşlanırım. Küçükken de öyleydi. Tekli mücadele isteyen çocuk ödevleri, oyunları ilgimi çekmiştir. Bu benim özelliğim. Kendimi gerek mental gerekse fiziksel olarak geliştirmemde yardımcı olsa da sahnede işler bunun tam tersi. Mesela mutlak bir ekip işi diyebilirim. Akıllı, uyanık, anında tepki verebilen yetenekli oyuncu kadrosundan tutun da yönetmen, koreograf, müzik kompozitörü, kostüm tasarımcısı, ışık, sahne tasarımcısı hepsi bir ekibi oluşturuyor ve bu etkenler oyuncuyu oyuncu yapan şeyler. Ben de buna sır değil de gücümü fazlasıyla onlardan beslenerek alıyorum diyebilirim.

selpil naslovna

Film mi, dizi mi, tiyatro mu? Ve neden?

Beyaz perdenin ucu bucağı olmayan rüyaları teknoloji ile birlikte çok büyük derinlikle ve gerçekçilikle gözler önüne serebildiği için tabi ki sinema. Sanat değeri olmasa da maddi açıdan oldukça cazip, tatminkar ve bonkör bir endüstri olduğu için tabi ki de dizi. Tiyatro, toplumun her zaman bir veya birden fazla adım önünde olduğu için, yaygın hümanist bir değişle tiyatro, insanı, insana, insanla, insanca anlatma sanatı olduğu için… Seyirciyle göz göze iç içe olduğu için tiyatro bende bir aşk, bir tutku, bir başkadır tabi ki!

Uzun dönemdir Milli Kurum Üsküp Türk Tiyatrosu’nun binası yok. Şu anda kiralık mekanlardasınız. Ve bu sizi nasıl etkiliyor?

Bu zor zamanlar güzel günler içindir muhakkak. Arnavut tiyatrosu rekonstrüksyon aşamasına girdiğinden beri Kültür Bakanlığı’nın onayı ile komedi tiyatrosu kapılarını bizim için sonuna kadar açtı. Ama takdir edersiniz ki üç ayrı kurumun bir sahneyi kullanması zordan da öte bir şey. İlginçtir, oyunlarımız başarıyla oynanmaktadır. Bu da bir yönetim menajerliği başarısıdır. Kaldı ki Türk Tiyatrosu ev sahibinden de daha çok çalıştığı ve ürettiği için bu göze de batabilir. Bizi en çok mutlu eden şey seyircimizin bize ve bizim oyunlarımıza fazlasıyla sahip çıkmasıdır ki tiyatromuza olan ilgi eskisinden de kat kat daha fazla… Bu şunu gösteriyor ki Üsküp Tren İstasyonu yakınında tüm hızıyla yeni yapılan tiyatromuzda da seyircimiz bizi yalnız bırakmayacak ve buna da şimdiden bir göz kırpıyor demektir.

selpin 2

Makedonya’da tiyaro sanatçısı olmak ne anlama geliyor?

Makedonya, yetenekli oyuncu bolluğu açısından bir cennet olduğunu ben değil yurt dışından gelen yönetmenler söylüyor. Ben de buna imzamı atarım. Sadece ülkemizde değil birçok ülkede tiyatro yapmak artık bir lüks haline gelmiştir. Az parayla büyük işler yapmak, gerçek tiyatro seyircisini tatmin etmek, topluma ayna tutabilmek; meşakkatli, sabır ve ustalık gerektiren bir şey. Bu zorluklar bizde ne yazık ki katmerli oluyor.

Milli Kurum Üsküp Türk Tiyatrosu yılda kaç temsil yapıyor? Bu sizce yeterli mi?

Kültür bakanlığı onayı ve yıllık plan program çalışmasıyla ortaya konulan bir iştir. Genelde 4 veya 5 oyun sahneye konuyor. Bu ülkemizdeki diğer tiyatrolara kıyasen iyi bir rakamdır. Ama en önemlisi Türk Tiyatrosu’nun bunun altından başarıyla kalkıyor olmasıdır.

Tiyatromuz yıllardır ister bireysel ister kurumsal olarak yıllardır müthiş başarılara imza atıyor, Avrupa’da da dikkat çekiyor. Bu neyden kaynaklanıyor?

Tiyatroya ilk adım attığım zaman da bu mücadeleci ruhu vardı. Şimdi de var. Bunun samimiyetle alakalı olduğunu düşünüyorum. Yönetim, oyuncular olmak üzere tüm çalışanlarıyla birlikte güzel ve çalışkan insanlardan oluşan bir grup, bir topluluk bir araya gelirse başarı kaçınılmazdır.

Selpin’in örnek aldığı tıyatro sanatçısı kimdir ve neden?

Bu yanıt bende zamanla değişkenlik gösterebilir. Bazen Shakespear`in kaleminden ilham alarak oyunculuğuma bir şeyler katarım, bazen Stanislavski sisteminden veya Brecht`ten. Bazen sahnedeki oyuncu arkadaşımın göz ışığından. Mesela şu sıralar bana ödül getiren oynadığımız Prometeus oyunundaki Esra karakterinden, misafir genç oyuncu arkadaşlarımızdan, müthiş bitmek bilmeyen genç enerjilerinden, disiplinlerinden ilham alırım. ‘Konkre olarak bir tiyatro sanatçısını örnek alıyor musunuz?’ derseniz… Birilerinden fazlasıyla etkilenmemek için, hayır.

Hüsamettin Gina / TİMEBALKAN

Read Previous

Üsküp Merkezinde Baklava Dağıtıldı

Read Next

Üsküp’te Bayram Trafiği

30 Comments

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *