Eğitim Çınarlarımızı Anarken

Dünya çağdaş dönemin içinde dönüp gidiyor. Bu çağdaş döneminden tabiki eğitim de payını alıyor. Eğitimde bilgisayar dönemi başını almış gidiyor. Öğretmen-öğrenci bu bilgisayar döneminden yararlanıp çeşitli bilgilere sahip olarak proje yarışmalarını düzenliyorlar. Tüm bunlar içinde olan öğretmen ve öğrencilerimiz 70 yıl önceleri Makedonya’daki Türk dilinde eğitimin güçlüklerini hiç düşündüler mi?

Yazımda Makedonya Cumhuriyeti’ndeki Türk Dili Eğitiminden bahsetmektir amacım. Makedonya’da Türk Dilinde eğitim Osmanlı Döneminden sürdürülmektedir. Tabi ki binbir güçlüklerle gelişen Osmanlı Dönemin’deki eğitimin 1912’lerden sonra pek de rastlanmıyor…. Yugoslavya Devletinin kuruluşuna dek Türk Dilinde eğitim Medreselerde görünüyor. Bundan sonra Eğitimdeki ilerlemeyi dört yıl süren Halk Kurtuluş Savaşı sonrası, Tito Yugoslavyasın ,da görüyoruz. Tito Yugoslavyasının kurulmasıyla, Makedonya,da eğitim
yeniliklerle atbaşı gitmeye başladı. Böylece Makedonya,nın Başkenti Üsküp,te Türk Dilinde ilkokul eğitimini sürdürecek okullar açıldı. Yeni kurulan okullar arasında, en büyük ‘TEFEYYÜZ’ ilkokuluydu.’TEFEYYÜZ’ okulu 1944 yılının Aralık ayında eğitime ilk adımını atmıştır. O dönemde okul müdürü görevine Mustafa Karahasan getirildi. Bu okuldan sonra Türk dilinde eğitim ‘VUK KARACİÇ’, ve de’ İRFAN’ okullarında başladı. Tabiki bu Makedonya Türk Halkı arasında büyük sevinç yaşattı. Çocuklar artık kendi ana dillerinde
eğitimlerini göreceklerdi. Bazı araştırmalara göre öğrenci sayısı hayli kabarık olarak veriliyor.

Türk ailelerinin çocukları büyük istekle Türkçe eğitime başladılar. Türkçe eğitim- öğretim süreci, öğretmen kadrosu hazırlanmakla başladı. Öğretmenler,in çoğunun gereken eğitimi almadıkları da ortadaydı. Bazı öğretmenler, gereken eğitimi yabancı dillerde almışsalar da, Türk dilinde eğitimin başarılı olması için kollarını sıvayıp, imkanlarına göre,bilgi edinerek öğretmen görevine hevesle başladılar.

Üsküp şehrinden sonra Türk dilinde eğitim kasaba ve köylerde de başladı. Bu yazımda Makedonya’nın güzel köylerinden ÇEPELLİ ‘de 1946 yılında Türk dilinde eğitiminden söz edeceğim. VALANDOVA iline bağlı, Türk-Müslüman köyleri , PLAVUŞ, KALUÇKOVO, TERZELİ, BAŞILLI, AYRANLI, VEYSELLİ, BARAKLI, ARAZLI ahalisinin çocukları ÇEPELLİ köyündeki Türkçe eğitime başlamıştır. O dönemde adlarını andığım köylerde yaşayan çocukların heveslerini, sevinçlerini tahmin edebilirim. Savaştan yeni kurtulmuş bir ülke, yoklukla mücadele verirken, her şeyi bir yana bırakıp da sevinçle evde annelerinin bezden yaptıkları çantalarıyla okula koşmak çok değişik bir duygu olsa gerek. İşte ÇEPELLİ köyünde 1946 yılında açılan ilk Türk okulunda öğretmen görevine Şerafettin Nebi getirilmiştir. Eğitimin sürdürülmesi için bugünkü imkanlarının yüzde birinin olmadığı bir dönemde böyle kutsal bir görevde bulunmak gerçekten de sevgiden çok azim ister….

Böyle bir yazıyı yazmamın nedeni , geçenlerde babamın yıllar öncesi verdiği bir not defterini kurcalamamdır. İçinde gördüğüm yazılar gerçekten de hayli duygulandırdı. Bir yandan babamın el yazısı bir yandan da öğretmen günlerinin nasıl geçtiğine dair yazıları
görmek bana o dönemin okullarını, eğitimin güçlüklerini ister istemez hatırlattı. Tabiki o dönem öğrencileri ve öğretmenleri bu güçlükleri en güzel bilirler. Ben ve bu yazıyı okuyacak olanlar güçlüklerini sadece tahmin edebiliriz. Herşeyden önce hevesleri, alfabenin olmayan bir dönemde Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ ün harf devriminden yararlanmakla derslere başlamak gerçekten ilginçten de öte. Elimde varolan notlara bakıyorum, dersler yazılmış, örneğin:Türkçe , Hesap, Tarih, Makedonca ,Coğrafya. Bu derslerin hepsini de öğretmen kendi çapında Türkçeye çevirip öğrencilere bilgi veriyor. Bakıyorum, Okul Marşı, Ders Marşı, Halk Marşı gerçekten ilginç. İlginç diyorum çünkü, Türk Dilinde eğitimin nasıl da güçlüklerle karşılaştığını gösteriyor. Öğrencilere okutulan bu Marşların çoğu Makedonca’dan Türkçeye çevrilmiş ki bu çevirilerinin çoğunu da öğretmenin kendisi, bilgisi çapında yapmıştır. Türk okullarının o dönemdeki ders programını burada anlatamıyacağımdan dolayı sadece bir iki Marşı yazmayı uygun buldum.

OKUL MARŞI

Gün doğdu güle güle
Kayinat geldi dile
Haydi bizde el-ele
Haydi arkadaş haydi
Okul vaktidir şimdi
Çifçi ekinci çoban
Çalışırlar durmadan
Geçti geçiyor zaman
Haydi arkadaş haydi
Okul vaktidir şimdi.

HALK MARŞI
Arslan gibi ferdilerle biz
Zorba ibret saçan bir cihanız
Cumhuriyet yaşasın diye ……..
Yaşasın vatan,yaşasın bu şan
Dünyada ölmez bu Cumhuriyet

VATAN MARŞI
Başka bir aşk istemez,
Aşkınla çarpar kalbimiz,
Hey vatan güz yaşların,
Dinsin yetiştik çünkü biz…..

HALK MARŞI
Yılmaz çelik ordularla biz
Millet yolunda vatan için
Ateşe saldıran kahramanız……

PİYONER MARŞI
Tito çocuklarıyız biz
Biz genç pionerleriz
Yok bizim üzüntümüz
Kuş gibi kanatlanırız
Enginlere taşarız
Her tarafı neşeleriz
Hayat sevinç katarız…

İşte böyle marşlar, şirler, pioner günlerindeki neşeler yazılmış bir hatıra notu.O dönemin okullarında herşeyden önce aile ve öğrencilerde Türkçe derslerine büyük ilgi ve heves olduğu çok açık. O dönemin öğrencilerinin heveslerini, isteklerini tahmin edebilirim. Öğrenciler kadar öğretmenlerin de hevesleri yeni kurulmuş ülkenin eğitimdeki başarısının katkısı olmuştur. Ne yazık ki günümüzde Makedonya’da güzelim Türkçe’yi sevdiren eğitim yaşamımızda ilk adımlarımızın atmasında emekleri geçen öğretmenlerimizi anmıyoruz.

Günümüzde her dalda çağdaş faaliyetleri yaşarken, eğitimin de getirdiği çağdaş yöntemlerle birlikte yürürken, eski heves görünmüyor. Alışılagelmiş faaliyetlerle ders yılımızın başlamasına kalıplaşmış faaliyetlerle başlıyoruz. Makedonya’nın tüm bölgelerinde bugün çağdaş eğitim almış yürümüş ki takdir etmek gerekir. Dünyanın çağdaş eğitim programlarını benimsemiş, öğrenci bigisi tabiki dünya çapında güzel hatta sevindirici bir dereceye ulaşmıştır. Burada şimdi genç öğretmenlerimizi de kutlamak gerekir. Ancak bazan, en azından yılda bir defa, böyle çağdaş imkanları olmayan bir dönemde yaşayan ve karşılaştıkları güçlüklere rağmen mesleklerine gönül vermiş öğrenci ve aileleriyle birlikte el ele vermiş öğretmenlerimizi anmak bence iyi olur. Kendilerine mennetar olduğumuzu da göstermiş oluruz. Onlar olmasaydı mutlaka ki Makedonya Cumhuriyetinin Çağdaş Türkçe Eğitimi de bugünkü başarılarını kaydedemezdi. Bizler, bugün eğitimimizin ürünlerini toplarken tabiki ilk öğretmen kadromuz EĞİTİM ÇINARLARIMIZA borçluyuz.

 

 

Read Previous

Kosovalı liderler İvanoviç’in öldürülmesini kınadı

Read Next

Ortaylı’nın “Tarihimiz ve Biz” kitabının Arnavutçası yayınlandı

One Comment

  • Hey! Quick question that’s completely off topic. Do you know how to make your site mobile friendly?
    My site looks weird when browsing from my iphone4. I’m trying to find a template or plugin that might be able to resolve this problem.
    If you have any suggestions, please share. With thanks!

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *