Dünya Kovid-19’la mücadele ederken Kosova iktidar savaşında

Avrupa ülkeleri içinde Kovid-19 vakalarını Karadağ ile birlikte en geç açıklayan ülkelerden biri olan Kosova, virüsle mücadele yerine adeta “taht kavgalarının” merkezi haline geldi.

Tüm dünyanın yeni tip koronavirüs (kovid-19) ile mücadele ettiği bir dönemde, siyasi krizle boğuşan Avrupa’nın en genç ülkesi Kosova, yaklaşık üç ayın ardından 3 Haziran’da yeni hükümetine kavuştu.

Kosova Demokratik Birliği (LDK) öncülüğündeki Kosova’nın Geleceği için İttifak (AAK), Sosyaldemokrat Girişimi, Sırp Listesi ve azınlık gruplarının partilerinin de yer aldığı koalisyon hükümetinin yeni başbakanı Avdullah Hoti oldu. Hoti böylece Kosova’nın, Sırbistan’dan tek taraflı bağımsızlığını elde etmesinden sonra, beşinci başbakanı oldu.

Bağımsızlığından bu yana 12 yıl gibi az bir süre geçmiş olmasına rağmen, Kosova bugüne kadar (dördü erken genel seçim olmak üzere) yedi kez genel seçime gitti. Mevcut hükümet ise dağılan bir önceki hükümetin ortağı olan LDK’den Avdullah Hoti’nin Cumhurbaşkanı Haşim Thaçi tarafından görevlendirilmesiyle kurulmuş oldu. Tüm bu gelişmeler ışığında, son dönemlerde sıkça hükümet değiştiren Kosova’nın yeni hükümetinin ömrünün ne kadar olacağı kamuoyunda konuşuluyor.

Olaylar nasıl gelişti?

Geçen yıl 6 Ekim’de yapılan erken genel seçimin ardından, sandıktan zaferle çıkan Kendin Karar Al Hareketi ile ikinci parti konumundaki LDK’nin oluşturduğu koalisyon hükümeti, seçimden yaklaşık dört ay sonra meclisten güvenoyu alarak göreve gelmişti. Başbakan yardımcıları ile meclis başkanı ve bakanların dağılımı hakkında uzunca bir süre görüşen iki parti sonunda anlaşmış, daha önce meclis başkanı seçilen Kendin Karar Al Hareketi’nden Glauk Konjufca istifa ederek dışişleri ve diaspora bakanlığına getirilmiş, erken genel seçimde LDK’den başbakan adayı olan Vjosa Osmani ise meclis başkanı olmuştu.

Avrupa ülkeleri içinde kovid-19 vakalarını Karadağ ile birlikte en geç açıklayan ülkelerden biri olan Kosova, virüsle mücadele yerine adeta “taht kavgalarının” merkezi haline geldi. Ülkedeki muhalefet ve koalisyon ortağı LDK tarafından “istenmeyen adam” ilan edilen önceki başbakan Albin Kurti’nin, siyasi programını uygulama ve 50 gün gibi kısa bir sürede kovid-19’la mücadele yönündeki çalışmaları yarıda kalmış oldu.

Olayların başlangıcı olarak kayıtlara geçen ise Kurti’nin LDK kontenjanından içişleri ve kamu yönetimi bakanı olan Agim Veliu’yu, kendisinin olağanüstü hâl ilanıyla ilgili tutumuna karşı oluşu ve kovid-19’la ilgili paniğe sebep olduğu iddiasını dillendirdiği gerekçesiyle görevden alması oldu. Ardından eski başbakan ve LDK Genel Başkanı İsa Mustafa ise Veliu’nun görevden alınması konusunda kendisine danışılmadığına dikkat çekerek gensoru önergesi kararı aldı. İsa Mustafa ayrıca Kurti’nin Sırbistan ile Bosna Hersek’ten ithal edilen ürünlere uygulanan yüzde 100 gümrük vergisini kaldırmayarak Kosova-ABD ilişkilerini tehlikeye attığını da ifade etti.

LDK ve diğer bazı kilit siyasi partiler, ABD’nin talepleri doğrultusunda Kosova ile Sırbistan arasındaki diyalogun başlatılması amacıyla, Kosova’nın komşusuna uyguladığı gümrük vergisinin kaldırılmasını talep ediyordu. Fakat Albin Kurti söz konusu yüzde 100 gümrük vergisi uygulamasının, ancak Sırbistan’la “ekonomik ve siyasi mütekabiliyet” sağlandığı zaman değiştirilmesinin ülkesinin çıkarına uygun olacağını ifade ediyordu.

Kosova’da bir önceki hükümet 2018 yılında Sırbistan ve Bosna-Hersek’ten gelen mallara, Sırbistan’ın uluslararası arenada Kosova karşıtı propaganda uygulaması nedeniyle, yüzde 100 gümrük vergisi uygulamaya karar vermişti. Ancak Kurti hükümeti bu yıl Nisan ayında gümrük vergisinin kademeli bir şekilde kaldırılmasına ve onun yerine mütekabiliyet uygulamasına geçilmesine karar vermişti. Bosna-Hersek’i mütekabiliyet uygulaması dışında tutan Priştine hükümeti, Bosna-Hersek mallarına yönelik vergileri tamamen kaldırmıştı.

Mütekabiliyet politikası çerçevesinde geçtiğimiz ay sonu alınan kararla, Sırbistan’dan gelen tarım ve sanayi ürünlerinin, Kosova’nın devlet kimliğini inkâr eden herhangi bir belge taşıdıkları takdirde ülkeye girişlerine izin verilmemesi öngörülmüştü. Bu kapsamda, ülkenin resmî ismi olan “Kosova Cumhuriyeti” ibaresi, ülkenin resmî bayrak ve amblemleri dışındaki isimlendirmeler ve simgeler kabul edilmeyecek.

Tüm bu gelişmelerin ışığında, Kendin Karar Al Hareketi ile LDK’nin oluşturduğu bir önceki koalisyon hükümeti, taraflar arasındaki anlaşmazlıklar nedeniyle göreve geldikten yaklaşık iki ay sonra, Mart ayında meclisten güvenoyu alamayarak düşmüştü. Ardından Cumhurbaşkanı Haşim Thaçi, son seçimlerden ikinci parti olarak çıkan LDK’den Avdullah Hoti’yi hükümeti kurmakla görevlendirmiş, ancak Kendin Karar Al Hareketi kararı Anayasa Mahkemesi’ne götürmüştü. Anayasa Mahkemesi geçtiğimiz günlerde Thaçi’nin kararının hukuk dışı olmadığını bildirmiş, böylece yeni hükümetin meclis oylamasına sunulmasının yolu açılmıştı.

Şimdi ne olacak?

Kosova’nın gündeminde yakın gelecekte yeni seçim veya erken seçim görünmüyor. Muhalefet partisi konumuna düşen Kendin Karar Al Hareketi yapılan anketlere göre halk desteğini almış olsa da bu tezi test edebileceği bir mecra bulunmuyor.

Kendin Karar Al Hareketi bu haftadan itibaren ülke genelinde protestolar düzenleyeceğini bildirdi. Ayrıca yeni seçim yapılması için imza toplamaya başlayan partinin, kovid-19’un gündemde olduğu bir dönemde hedefine nasıl ulaşacağı merak konusu.

Öte yandan, Kosova’daki Aşkali topluluğundan Milletvekili Etem Arifi’nin işlediği bir suçtan (sübvansiyonlarda dolandırıcılık) dolayı bir yıl üç ay ceza alması, tüm bu süreçte akılları karıştırdı. Ülke anayasasına göre, bir yıl ve üzeri hapis cezası alanların milletvekilliği düşüyor. Bu durumda, yeni hükümetin güvenoyu almasında tek bir oyun bile büyük rol oynaması, yeni hükümetin geçerliliğini sorgular nitelikte. Hatırlanacağı üzere, yeni hükümet alması gereken salt çoğunluk oyuyla göreve gelebilmişti. Konuyla ilgili Kendin Karar Al Hareketi’nin ne yapacağı ise ayrı bir merak konusu. Erken seçim kararı alınmadığı takdirde, ülkenin 2021’de cumhurbaşkanını seçmesi, 2023’de de genel seçimlere gitmesi bekleniyor.

Hoti hükümeti ve Türkiye ile ilişkiler

Kosovalı siyasetçi Hoti 4 Şubat 1976’da Kosova’nın güneybatısındaki Rahofça’da doğdu. Ülkede 2017’de gerçekleşen erken genel seçimde başbakan adayı olan Hoti, 2014-2017 yıllarında maliye bakanı olarak görev yaptı. Bir önceki hükümette başbakan yardımcısı olan Hoti’nin yeni koalisyon hükümetini nasıl yöneteceği merak ediliyor.

Mart 2018’de Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması’nın (FETÖ/PDY) Balkan ayağına yönelik Milli İstihbarat Teşkilatı’nın (MİT) Kosova istihbaratıyla etkin işbirliği içinde gerçekleştirdiği operasyonda, FETÖ/PDY’nin 6 üst düzey mensubu yakalanarak Türkiye’ye getirilmişti. Bu dönemde muhalefet partisi olan LDK, Kendin Karar Al Hareketi ve Bağımsız Milletvekilleri grubu tarafından olayın soruşturulması için mecliste olağanüstü oturum düzenlenmişti. LDK tarafından önerilen ve oturuma katılan 64 milletvekilinden 59’unun oyu ile kabul edilen tavsiyelerde şunlar yer almıştı: “Birincisi, 29 Mart 2018’de Türk vatandaşlarının sınır dışı edilmesiyle ilgili olayın aydınlatılması için soruşturma komisyonu kurulması. İkincisi, meclis gruplarının komisyona verecekleri temsilcilerinin isimlerini üç gün içinde Meclis Başkanlığına sunması. Üçüncüsü, Meclis’in, konunun tam aydınlatılması için, tüm ilgili kurumları komisyonun taleplerine cevap vermeye yükümlü kılması. Ve dördüncüsü, meclis soruşturma komisyonunu yürürlükteki yasa ve anayasa uyarınca takip edilen prosedürlerin uygunluğunu gözden geçirmekle görevlendirmesidir.”

O dönem partisinin Meclis Grup Başkanı olan Hoti, FETÖ’cülerin Türkiye’ye götürülmesiyle ilgili şu ifadeleri kullanmıştı: “Hepimiz güpegündüz 6 Türk vatandaşının kaçırılması haberiyle şaşkına döndük. Onlar apar topar Türkiye’ye sınır dışı edildi. Kosova İstihbarat Ajansı ulusal güvenlik için tehlike oluşturduğunu iddia ettiği kişilerin oturma izinlerinin iptal edilmesini talep etti. Vatandaşlık Şubesi aynı gün oturma izinlerini iptal etti. Acilen sınır dışı edildikleri için şikâyette bulunma fırsatları olmadı.”

Uluslararası anlaşmaların, şahısların kendilerine karşı kötü muamelede bulunulma tehlikesi olan ülkelere sınır dışı edilmelerini yasakladığını kaydeden Hoti, bu yüzden Kosova’nın imajının ciddi bir şekilde zarar gördüğünü söyleyerek sözlerini şöyle sürdürmüştü: “Özel yasaların kaldırılması teşebbüsü ve Türk vatandaşlarının sınır dışı edilmesi, vatandaşlarda ve Batılı dostlarımızda güvensizlik oluşturuyor. Kosova devleti açık Avrupa-Atlantik yönelimi ile anayasal düzen, güvenlik ve demokrasinin direkleri olduğu jeostratejik yönelimini korumalı. Tüm bunlar, geçtiğimiz hafta perşembe günü, Kosova’nın siyasi ve kurumsal yaşamına Türk Büyükelçiliği veya Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından yapılan müdahaleyle ihlal edilmiştir.”

Bu bağlamda, yeni hükümetin Türkiye ile ne tür ilişkilere sahip olacağı da ayrı bir merak konusu. Diplomatik kulislerde, Hoti’nin bu tavrının o dönem muhalefet lideri olmasından kaynaklandığı, iktidar sorumluluğu yüklendiği yeni dönemde Türkiye ile iyi ilişkiler geliştireceği konuşuluyor.

 

 

AA

Read Previous

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 ilde uygulanacak sokağa çıkma kısıtlamasını iptal etti

Read Next

Kosova’dan getirilen 2 FETÖ sanığına hapis cezası

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *