Doğru okunmayan Balkanlar Coğrafyası

Günümüzde siyasi, ekonomik ve toplumsal problemlerin arttığına dikkat çeken Emine Haciu “Doğru okunmayan Balkanlar Coğrafyası” başlığı altında bir yazı kaleme aldı. Yapıcı eleştirilerle Balkanlar Coğrafyasındaki siyasi, ekonomik ve toplumsal problemleri irdelediği yazısında Haciu, “Ekonomik kalkınma ve siyasi bir istikrarı sağlanabilmesi için sağlıklı ve rasyonel düşünen bir bilince sahip olmamız şarttır” ifadelerini kullandı.

Emine HACİU

ddsa

Size Balkanlar’ın jeopolitik konumunu açıklamaya yönelik  herhangi bir yazı sunmuyorum, veya bu bölgedeki ülkelerin ne kadar elverişli bir coğrafi konuma sahip olduklarını da öğretmek istemiyorum amacım bu satırları yazarken size aslında bu güzellikleri keşfetmemizin ne kadar büyük bir öneme sahip olduğunu vurgulamak.

Şu bir gerçektir ki yaşadığımız ülkelerin mevcut siyasi ekonomik ve toplumsal problemleri  git gide artmaktadır. Tarih servetimize dayanmayarak batılı değerleri filtrelemeden kabul etmemiz, hükümetlerin uyguladıkları yanlış politikalar yüzünden bu toprakların geleceği baltalanmaktadır. Batı Balkanlar bölgesinde görülmek üzere olan  bir sosyolojik savaş devam etmektedir. Şöyle ki bir toplumun sosyolojik bütünlüğünün parçalanması için, o toplum içinde farklı etnik ve dini kimliklere dışlayıcı özellik kazandırılması gerekir. Yani sosyolojik savaş, açık toplumu kapalı bir topluma dönüştürür. Yugoslavya Federasyonun parçalanmasından bu yana bu gayet gözle görülür bir manzaradır.

Sosyolojik savaştan başladık; bir toplumun içine kapanması ve gelişmelerden  bilgisi olmamaması, aktif bir şekilde ülkenin alınacak olan kararlarında payının olmaması sonu bilinmeyen bir yola girmiştir demektir.  Peki hangi gelişmlerden haberimiz olması lazım? Geçmişi bilen ve tarihine saygı duyan milletlerden mi oluşur bu coğrafya?  Tarih dediğimiz olgu nedir?  Tarih bilinci ne demek ve bu toprakların kaderini ne kadar etkiliyor?

Tarihin farkında olmak, gereklidir ancak yeterli değildir.  Uygun bir tarih tavrı, olgun bir tarih bilincini; bu yeterli bir  tarih bilgisini ve sonuncusu ise tarihin farkında olmayı gerektirir. İfade etmemiz gerekir ki daha gelişmiş toplumların, tarihsel bilinç düzeyleri daha yüksek iken, iktisaden geri toplumların tarihsel bilinç düzeyleri daha düşüktür. Güzel bir analize denk geldik bu demektir ki mevcut ekonomi istikrarsızlığın bir nedenini bulduk.  Başlamışken bu ülkenin ekonomilerini etkileyen faktörlerden devam edelim; kapalı kapılar arkasında alınan sıkı para politika kararları, GSYIH ‘dan eşit miktarda dış borçlanan,  işsizlik oranı % 26-9 dereceye varan ve her şeyden önce karmakarışık bir sosyal yapıya sahip olan batı balkan ülkelerinden kaç kişinin bizden haberi var acaba? Yakınlarımızda bulunan Avusturya’da kişi başına düşen milli gelir 43 720$ iken Bosna Hersek’te 4,120$ dır? Tarih boyunca etnik ve dini çatışmaların, sosyal ve siyasi  karışıklıkların yaşandığı Balkan coğrafyası, büyük güçlerin Avrupa’da üstünlük elde etme mücadelesinde bir çatışma ve rekabet alanı olma özelliğini halen korumaktadır . Birleşmiş Milletler bu ülkelerin bağımsızlıklarına ve toprak bütünlüne saygı duymakla birlikte doğrudan yaptıkları “güvenlik ve istikrar” adlı  müdahalesinde  Yunanistan’ı düşürdükleri  durum niye göz ardı ediliyor? “Makedonya artık  Batı ve Rusya arasındaki çıkarların çakıştığı yeni bir sahadır.” demekle yanlış bir şey dememiş oluruz.

Kosova’nın yeni ve yabancı bir kimliğe bürünmesi nasıl açıklanabilir? Yolsuzluk, medya ciddiyetsizliği ve siyasi çözümsüz problemlere nasıl bir yorum yapabiliriz. Her şeyi bir kenara bırakın bu ülkelerde yaşayan toplumların hayat güvencesi var mıdır? Doğal afetler alt yapıyı çökerterek, beşeri sermayeyi tahrip ederek, tasarrufları eriterek ve mevcut yatırım kararlarını bir süre ertelenmesine neden olarak ekonomiyi kısa ve uzun vadede etkileyen bir faktör olup bu ülkeler böyle durumlara karşılaştıkları çoğu zaman niye bu kadar hassasiyetsiz davranıyorlar? diye bir başka soru gelir aklımıza.

Bizi kurtaracak olan sağlıklı düşünebilen bir gençlik topluluğun oluşturulması, doğru mekanizmaların uygulanabilmesi için geçmişe dayanan olguları iyi bilmek, şimdiki kurumsal yapıyı iyi incelemek ülke içerisinde güvenlik unsurunun her enstitüsünün topluma hissettirmesi gereken temel hizmet koşulu olarak koymak ve mevcut olarak  uygulanan hükümet politikalarını ortadan kaldırmaktır. Çeşitli STK’ların faaliyet göstermesi, kadının rolü ve perspektifini artıracak şekilde hareket etmeleri gençliğe öncülük verilecek politikaların geliştirilmesi gerekmektedir. Ekonomik kalkınma ve siyasi bir istikrarı sağlanabilmesi için sağlıklı ve rasyonel düşünen bir bilince sahip olmamız şarttır.

Read Previous

Kosova ve Karadağ ile Sınır Anlaşması’nın 27 ekime kadar meclis’ten geçmesi planlanıyor

Read Next

“Makedonya medyası Türkiye’deki olaylara çok az yer veriyor”

534 Comments

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *