Alzaymıra 100’den fazla yeni ilaçla çare aranıyor

Türk Nöroloji Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Adapınar, “Şu an itibarıyla alzaymır hastalığı tedavisine yönelik yapılan faz aşamasında 112 ilaç çalışması var.” dedi.

Unutkanlık, günlük yaşam aktivitelerinde ve davranışlarında bozulma ile başlayan ve kesin sonuç alınan tedavisi bulunmayan alzaymır hastalığına, yaklaşık 112 faz aşamasında ilaç çalışması ile çare arandığıbelirtildi.

Türk Nöroloji Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Demet Özbabalık Adapınar“yaşlılık hastalığı” olarak bilinen alzaymırda şu anki tedavi seçenekleriyle, oluşan hasarın geri dönüşünün mümkün olmadığını vurguladı.

Alzaymır hastalığının kesin tedavisi henüz olmamakla birlikte süreci yavaşlatmanın ve bazı belirtilerin şiddetini azaltmanın mümkün olduğuna dikkati çeken Adapınar, belirtileri tedavi etmeye yardımcı olabilecek ilaç ve ilaç dışı seçeneklerin bulunduğunu söyledi.

Prof. Dr. Adapınar, araştırmacıların, altta yatan hastalığı tedavi etmek ve en sonunda belirtilerin kötüleşmesine yol açan hücre hasarını durdurmak ya da geciktirmek için bir çığır açmaya çalıştıkça, geliştirme ve test etme konusunda birçok umut verici ilaç geliştirilmeye çalışıldığını ifade etti.

Demet Özbabalık Adapınar, yurt dışında hastalığın tedavisine ilişkin önemli bilimsel çalışmalara imza atıldığını aktararak, “Şu an itibarıyla alzaymır hastalığı tedavisine yönelik yapılan faz aşamasında 112 ilaç çalışması var.” dedi.

Bu ilaçların farklı deneme alanlarında olduğuna işaret eden Adapınar, şöyle devam etti:

“Bu olası moleküllerin yüzde 63’ü ‘hastalığın nedenlerini iyileştiren ya da hastalığı geri çeviren’ olarak isimlendirilen modifiye tedaviler, yüzde 22’si ‘hastalığın bulgularını düzelten’ tedavileri, yüzde 12’si ‘psikiyatrik ve davranış bozukluğu belirtilerini yok eden’ tedavileri hedeflemiştir. Ayrıca, son bir yılda farklı deneysel alanlara katılan yeni aday adayı 26 ilaç çalışması var. Bilimsel çalışmalara rağmen şu an yaşlılık döneminin en tanıdık yüzü alzaymır hastalığı, gerek bilgi, bulgu ve ilerleyişi, gerekse tedavisine ait çok yönlü çabaları ile gelecek dönemin en hatırı sayılır hastalığı olmaya devam edecek.”

“Egzersiz, hastalığa ait hasarı düşürebiliyor”

İlaç dışında egzersiz, müzik, sanat gibi seçeneklerin yapıldığını belirten Prof. Dr. Adapınar, “Örneğin, yürümek ve koşmanın alzaymır riskini azalttığına ilişkin çalışmalar vardır. Koşucu ve yürüyüşçüler üzerine yapılan sağlık çalışmalarından alınan ilk verilere göre, yaşamın erken döneminde başlayan egzersizler, alzaymır hastalığına ait hasarı düşürebilmektedir.” diye konuştu.

Adapınar, beslenme şekli ve hastalık riskine ilişkin ise şu bilgileri verdi:

“Beslenme ile alzaymır oluşma riski arasındaki ilişkiyi inceleyen yeterli sayıda ve güçlü çalışmalar bulunmamakla beraber, bazı çalışmalarda olumlu sonuçlar gösterilmiştir. Örneğin, bir çalışmada vitamin C ve E’den zengin bir beslenmenin alzaymır gelişmesi riskini azaltabileceği gösterilmiştir. Ancak vitamin desteklerinin özellikle doğal yollarla karşılanması önerilmektedir.

Doymuş ve trans yağ tüketiminin azaltılması, sebze ve meyve tüketiminin artırılması, doğal besin maddelerinden alınan vitamin E tüketiminin artırılması, vitamin B12 alımının artırılması, multi vitaminler kullanılıyorsa demir ve bakır gibi ağır metalleri içeren vitamin komplekslerinden kaçınılması, alüminyum içeren ürünlerin ve ilaçların kullanımından kaçınılması ve aerobik egzersizi önerilmektedir.”

 

 

AA

Read Previous

Bulgaristan Başmüftüsü Dr. Mustafa Hacı’dan Aşure Günü Mesajı

Read Next

YÖK’ten Kosova’da okuyan öğrencilere burs

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *