Ahmet Davutoğlu: “Buhara, Konya, Üsküp 3 ayrı şehir ama sokaklarına girdiğinizde aynı şeyi hissediyorsunuz”

1 ay önce ani bir kararla başbakanlığı bırakan Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu “Medeniyetler ve Şehirler” adlı kitabının çıkması vesilesiyle ilk kez Habertürk’e, gazeteci Kübra Par’a konuştu. Ahmet Davutoğlu, Medeniyetler ve şehirler arasında nasıl bir ilişki kuruyorsunuz sorusunun cevabında Üsküp’ü de anıyor.

Kitabınızda “Şehirler medeniyet idraklerinin mekâna yansıyan formlarıdır. Medeniyetleri kuran parametrelerin tarihi, siyasi ve sosyal zemindeki tezahürleri şehirlerde ortaya çıkar” diyorsunuz? Medeniyetler ve şehirler arasında nasıl bir ilişki kuruyorsunuz?

İstanbul’da yetişmiş olmak, insana böyle bir kitap için yeterli idrak ve algı veriyor. Bu yüzden kitapta da “İstanbul benim hocamdır” diyorum. Çocukluğumdan beri şehir ve medeniyet arasındaki irtibatı yaşayarak gördüm. İstanbul Lisesi’nde yatılı okudum. Çarşamba günleri 2 saat dışarı çıkma iznimiz olurdu. Gülhane Parkı’na giderdim. Topkapı Sarayı’nı ve Boğaz’ı seyrederek bir şeyler okurdum. Boğaziçi Üniversitesi’ne girdiğimde sığındığım gizli yerler vardı. Rumeli Hisarı’nın dibinde, Aşiyan kapısının tam karşısına geçerdim. Oradaki bir kavuğun üzerinde saatlerce okur ve yazardım. Bunlar bir birikim oluşturdu. Köklü bir kültürün parçası olduğunuzu idrak edince önünüze sorular geliyor. “Medeniyetler mi şehirleri doğurmuştur, şehirler mi medeniyetleri doğurmuştur?” sorusu çok tartışılır mesela. Ben ikisinin de olduğunu göstermeye çalıştım. Medeniyet kuran şehirler var. Roma, Medine ve kısmen Atina gibi… Medine şehri Hz. Peygamber tarafından dönüştürülüp kurulduğunda İslam medeniyeti doğdu. Sonrasında her İslam şehri Medine’ye benzedi. Eksen şehirler oluştu. Bir de medeniyetin kurduğu şehirler var. Bağdat, Abbasi Halifesi tarafından fermanla kuruldu. Göçle ya da kültürel etkileşimle aktarılan şehirler var. Buhara, Konya, Üsküp 3 ayrı şehir ama sokaklarına girdiğinizde aynı şeyi hissediyorsunuz. Medeniyet tarafından tasfiye edilen şehirler var. İskender çok sayıda şehir kuruyor ama Persapolis’i yıkıyor. Hayali şehir haline dönüşen şehirler de var. Selanik, Cordoba gibi… Marakeş, medeniyetin coğrafyayla bütünleştiği yerdir. Timbuktu’ya gittiğimde Büyük Sahra’nın ortasındaki o şehrin Marakeş’le nasıl bir hat oluşturduğunu gördüm. Jeokültürel Kuşaklar üzerinde şehirleri anlattığım yerler de oldu. Şehri keşfeden kendini de keşfeder…

Röportajın tamamını şu linkten okuyabilirsiniz.

Read Previous

Ramazan ve Biz

Read Next

Bosnalı mezunlar pahalı kıyafetler satın almak yerine hasta çocuklara yardım etmeyi tercih ettiler

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *